Bayram AYGÜN
Köşe Yazarı
Bayram AYGÜN
 

SAKALLI GADİNA’ NİN YERİ

1860’larda Osmanlı Isparta’sının tek oteli ve ilk pasta, simit fırını yanında içki hanesini Sakallı Gadina ( Katina Sakali) adlı Ispartalı kadın Rum girişimci. Yüzünün sağ çenesindeki uzun tüylerinden dolayı Ispartalılar kendisine “Sakallı Gadik Kız” demişlerdi. Kıbrıs’tan gelin gelmiş, henüz evliliğinin üçüncü ayında eşi Dere mahallesindeki su değirmenlerinin oluklarının tamiri anında buzları kırarken kayıp düşmüş, ölmüştü. Sakallı Gadina hanın gerek otelinden gerekse fırın ve içki hanesinden elde ettiği kazancının büyük kısmını ölen eşinin ruhu rahat et etmesi için hayır işlerine adar. Cami, kilise, çeşme demez; nerde bir eksiklin gördü mü orya yetişir. 1877 Osmanlı –Rus savaşı yıllarında askere alınan Ispartalı Müslüman gençlerin tüm yol masraflarını üstlenmiş. Aynı yıllarda Şehrin tepelerinden gelen Ispartalıların Isparta çayı dedikleri dere taşmış. Onlarca ev ve Mevlevihane sular altında kalmış. Çok sayıda insan ve hayvan telef olmuştu. Rum Gadina kadın bir daha İskender, Germiyan, Hocazade mahalleleri başta olmak üzere çay taşkınına uğramaması için Demir köprü civarına beş yüz kulaç uzunluğunda iki katlı ev büyüklüğünde toprak ve taş set yaptırmış. Masrafın büyüğünü işlettiği fırın, içki hanesinin kazancından vermişti. Günümüzde de çay kenarındaki yığma setlerin halen büyük iş gördüğünü bakınca anlarsınız. Çay taşkınlarını önlemek için Isparta’da bulunan Osmanlı vakıfları sorumluluk alırlar. O sıra Süldürzade Nadir Süldür’ ün babası Süldürzade İsmail Efendi Osmanlı Vakıflar Baş azasıdır. Mevlevi Dergâhının son dedesi Ali Dede (Aksu)‘ nin babası Mevlevihan Mehmed Dede Efendi, Kır Serdarı Başbuğu Çatladı Mehmet ağa, -(Emniyet müdürü- Tüfekçi başı) Avşarlı Bozbeyoğlu İsmail Ağa, Mukaddem (tören) Taburu Binbaşısı Kurmay Cihangirli Mehmet Bey’de vakıflar kurulu azası üyeleridir. Sürekli taşarak ölümlere, mal, can kayıplarına sebep olan Isparta çayı için bent yapılması düşünülmüş. Vakıflar Baş Azası Süldürzade İsmail Efendi, diğer aza üyeleri varlıklı insanların kapısını çalarak destekte bulunmalarını istemekteler. Yardım toplama heyeti Isparta sokaklarında varlıklıların kapılarını çalmaktalar. Isparta Rum’u iş kadını Sakallı Gadina kadının da fırın ve şimdiki Turan Mahallesi Şeker Sokak arkasında bulunan (Dilmenler Rakı ve Şarap Fabrikası bitişiği) içki hanesinin dışında Gadina kadınla görüşürler. İçki hanede bulunanlar Tabur Kumandanı ve yanında askerleri, diğer vakıf icra üyelerini görürler. Tedirgin ve paniğe düşerler. Isparta Gayrimüslimleri (Rum Ve Acem Ermenileri) ile tüccar Yahudilerin dışında Müslümanları İçki haneye gelmeleri hem yasak hem Ispartalılarca uygun görülmezdi. İçki hanenin önünde görülmesi içerde içki içenlerin gelen vakıf icra üyelerini yanlış anlamalarına neden olmuş. Mevlevi Dergâhının son dedesi Ali Dede (Aksu)‘ nin babası Mehmed Dede Efendi 1878 tarihli Mevlevi Dergâh Kiler defterindeki tuttuğu notta şu bilgileri de rastlamaktayız “.. Sakallı Gadina kadının içki hanesinin önüne geldiğimizde içkiden başları dönmüş olanlar zannettiler ki: Müslimlerin gelmelerinin uygun görülmemesi nedeniyle bizlerin baskına geldiğimizi zannetmişler. Oysaki biz her yağışta taşan Çay’ için yapılacak taş, toprak set yapımı yardım heyeti olarak Allah adına, hayır için gönüllü yardım toplamaktaydık. Bu tuhaf yanlış anlama kadar başka bir dikkate değer görüntü de bizlerin gözünden kaçmadı. Gadina kadının içki hanesine girip içki yudumlayanlar bizleri şaşırttı. Devletin bazı memurlarının Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye’ nin kutlu dairelerinde olmaları gerekirken, Rint sermest hanede (Sarhoş hane) vakit geçirmeleri yüzünden devletin geleceği nice olur? Sarhoş haneden çıkanlardan birisi Sancak Isparta’sının Vali Hasan Tahsin paşa (Beylerbeyi unvanlı) Mutasarrıftı. Diğerleri: Beşkazalı Şeyh Osman efendinin çilehanesine (dergâhına) girip çıkanların olması bizi şaşırttı. Osman efendiden feyz almamışlar olduklarını anladık. Germiyan mahalleli Muallim-i Sıbyan Hafız Ali, Galakoğlu Tatar Sümmani, Bostan Çelebi Mutafoğlu Osman’ oğulluğu, Kız okulu hocası Yesari Kadir efendi. Çallızade ortaklarından Rum tebaasından Haci Şavklı gibi daha da çok sayıda içkici sökün edip dışarı telaşlı, gözleri kanlanmış, sallanarak çıktılar. Mutasarrıf Vali Hasan Tahsin’i jandarmalar atına bindirdiler. Ancak dengesini kaybetmemesi olmalı; jandarmalardan birisi atı yularından yedemeye, diğer jandarma da Hasan Tahsin’in dizlerinden tutarak atı yürütmeye başladılar. Rum içkici müşteriler ise arkalarına bakmadan Emre deresine doğru yol aldılar. Sakallı Gadina biz dışarda çıkanları seyreylerken içeri girip bir tahta para kasası olduğunu anladığımız sürgülü kutu getirdi. Elini sandığın içine attı. Kıbrıs aksanlı Rumca ve Türkçe karışımı konuşmasını rahat anladık. “.. Bunlar Hz. Muhammed ve Hz İsa yanına giden kocamın rahat uyuması için.. ”diyerek altın dolu keseyi Baş Aza’ ya uzattı. Vakıf Baş Azası Süldürzade İsmail Efendi’nin eline bir altın dolu keseyi şöyle bir ovçaladı. “Allah hayır hasenatınızı kabul etsin inşallah” diyerek keseyi tabur kumandanına uzatır. Sonra keseyi açmasını söyledi. Gadina Kadın iki avucunu açarak Süldürzade İsmail efendinin altın liraları sayıp avcuna koymasını ister. “Tam tamına” derler ya eşi 23 yaşında Dere mahallesinde su değirmeni tamirinde üç aylık evlilerken ölmüş. İşte Gadina Kadın ölen eşi İstefan adına 23 altın lirayı Osmanlı Vakıfları Umumi Azaları Baş Ağası Süldürzade İsmail efendinin avcuna sayıp “ruhu elçi İsa yanında (Hz. İsa) canlansın” diyerek bir daha sayar. Mevlevi kiler defterine not edilmiş buna bağlı bilgiler de şöyle sıralanıyor: Taşkınlıkları önlemek içi yapılacak bent içi aynı gün heyetin gittikleri yerlerden yardım veren bazılarının adları: Çaylı Ali Çaylı Molla İbrahim oğlu Mehmed Çaylızade Hacı Hafız Mehmed Emin Çelper oğlu Mehmed Eminoğlu yardım heyetini boş göndermezler. Heyeti boş döndürenlerden bazılarının adlarını sıralayalım: Abdi Paşa Medresesi Yazı öğretmeni Kara Mehmedzade gelenleri eli boş göndermezken; Ellerini boş gönderenler de vardı: Harabiya, Masume Hatun, Hoca Pir Mehmed, Hindî Derviş, Hüseyin Efendi Medreselerinden heyet eli boş döner. Nedenine gelince: “Sakallı Gadina’ nın kazandığı altın liralar içkidendir. Bu akçelerle bent yapılırsa ilk sel baskınında hemen yıkılır” diyerek Müslim kesimden olanların büyük çoğunluğu varlıklı oldukları halde yardım etmezler. Sakallı Gadina bu durumu duymuştur. Bir göndermede bulunur. “Bu iddiayı savunanların talebeleri daha da bu mekânların muallimleri hep benim içki haneme gelip, eğlenip, parlak akçeleri bana bırakıyorlar. Haberleri var mı acaba!” (Isparta Ün Mecmuası yazarı Hikmet Dağlıoğlu’nun da yazdıklarıyla bu bilgileri doğrulattım)  
Ekleme Tarihi: 14 Haziran 2023 - Çarşamba

SAKALLI GADİNA’ NİN YERİ

1860’larda Osmanlı Isparta’sının tek oteli ve ilk pasta, simit fırını yanında içki hanesini Sakallı Gadina ( Katina Sakali) adlı Ispartalı kadın Rum girişimci.

Yüzünün sağ çenesindeki uzun tüylerinden dolayı Ispartalılar kendisine “Sakallı Gadik Kız” demişlerdi. Kıbrıs’tan gelin gelmiş, henüz evliliğinin üçüncü ayında eşi Dere mahallesindeki su değirmenlerinin oluklarının tamiri anında buzları kırarken kayıp düşmüş, ölmüştü.

Sakallı Gadina hanın gerek otelinden gerekse fırın ve içki hanesinden elde ettiği kazancının büyük kısmını ölen eşinin ruhu rahat et etmesi için hayır işlerine adar. Cami, kilise, çeşme demez; nerde bir eksiklin gördü mü orya yetişir.

1877 Osmanlı –Rus savaşı yıllarında askere alınan Ispartalı Müslüman gençlerin tüm yol masraflarını üstlenmiş. Aynı yıllarda Şehrin tepelerinden gelen Ispartalıların Isparta çayı dedikleri dere taşmış. Onlarca ev ve Mevlevihane sular altında kalmış.

Çok sayıda insan ve hayvan telef olmuştu. Rum Gadina kadın bir daha İskender, Germiyan, Hocazade mahalleleri başta olmak üzere çay taşkınına uğramaması için Demir köprü civarına beş yüz kulaç uzunluğunda iki katlı ev büyüklüğünde toprak ve taş set yaptırmış. Masrafın büyüğünü işlettiği fırın, içki hanesinin kazancından vermişti. Günümüzde de çay kenarındaki yığma setlerin halen büyük iş gördüğünü bakınca anlarsınız. Çay taşkınlarını önlemek için Isparta’da bulunan Osmanlı vakıfları sorumluluk alırlar.

O sıra Süldürzade Nadir Süldür’ ün babası Süldürzade İsmail Efendi Osmanlı Vakıflar Baş azasıdır. Mevlevi Dergâhının son dedesi Ali Dede (Aksu)‘ nin babası Mevlevihan Mehmed Dede Efendi, Kır Serdarı Başbuğu Çatladı Mehmet ağa, -(Emniyet müdürü- Tüfekçi başı) Avşarlı Bozbeyoğlu İsmail Ağa, Mukaddem (tören) Taburu Binbaşısı Kurmay Cihangirli Mehmet Bey’de vakıflar kurulu azası üyeleridir.

Sürekli taşarak ölümlere, mal, can kayıplarına sebep olan Isparta çayı için bent yapılması düşünülmüş. Vakıflar Baş Azası Süldürzade İsmail Efendi, diğer aza üyeleri varlıklı insanların kapısını çalarak destekte bulunmalarını istemekteler. Yardım toplama heyeti Isparta sokaklarında varlıklıların kapılarını çalmaktalar. Isparta Rum’u iş kadını Sakallı Gadina kadının da fırın ve şimdiki Turan Mahallesi Şeker Sokak arkasında bulunan (Dilmenler Rakı ve Şarap Fabrikası bitişiği) içki hanesinin dışında Gadina kadınla görüşürler.

İçki hanede bulunanlar Tabur Kumandanı ve yanında askerleri, diğer vakıf icra üyelerini görürler. Tedirgin ve paniğe düşerler. Isparta Gayrimüslimleri (Rum Ve Acem Ermenileri) ile

tüccar Yahudilerin dışında Müslümanları İçki haneye gelmeleri hem yasak hem Ispartalılarca uygun görülmezdi.

İçki hanenin önünde görülmesi içerde içki içenlerin gelen vakıf icra üyelerini yanlış anlamalarına neden olmuş. Mevlevi Dergâhının son dedesi Ali Dede (Aksu)‘ nin babası Mehmed Dede Efendi 1878 tarihli Mevlevi Dergâh Kiler defterindeki tuttuğu notta şu bilgileri de rastlamaktayız

“.. Sakallı Gadina kadının içki hanesinin önüne geldiğimizde içkiden başları dönmüş olanlar zannettiler ki: Müslimlerin gelmelerinin uygun görülmemesi nedeniyle bizlerin baskına geldiğimizi zannetmişler. Oysaki biz her yağışta taşan Çay’ için yapılacak taş, toprak set yapımı yardım heyeti olarak Allah adına, hayır için gönüllü yardım toplamaktaydık. Bu tuhaf yanlış anlama kadar başka bir dikkate değer görüntü de bizlerin gözünden kaçmadı.

Gadina kadının içki hanesine girip içki yudumlayanlar bizleri şaşırttı. Devletin bazı memurlarının Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye’ nin kutlu dairelerinde olmaları gerekirken, Rint sermest hanede (Sarhoş hane) vakit geçirmeleri yüzünden devletin geleceği nice olur? Sarhoş haneden çıkanlardan birisi Sancak Isparta’sının Vali Hasan Tahsin paşa (Beylerbeyi unvanlı) Mutasarrıftı. Diğerleri: Beşkazalı Şeyh Osman efendinin çilehanesine (dergâhına) girip çıkanların olması bizi şaşırttı. Osman efendiden feyz almamışlar olduklarını anladık.

Germiyan mahalleli Muallim-i Sıbyan Hafız Ali, Galakoğlu Tatar Sümmani, Bostan Çelebi Mutafoğlu Osman’ oğulluğu, Kız okulu hocası Yesari Kadir efendi. Çallızade ortaklarından Rum tebaasından Haci Şavklı gibi daha da çok sayıda içkici sökün edip dışarı telaşlı, gözleri kanlanmış, sallanarak çıktılar. Mutasarrıf Vali Hasan Tahsin’i jandarmalar atına bindirdiler. Ancak dengesini kaybetmemesi olmalı; jandarmalardan birisi atı yularından yedemeye, diğer jandarma da Hasan Tahsin’in dizlerinden tutarak atı yürütmeye başladılar. Rum içkici müşteriler ise arkalarına bakmadan Emre deresine doğru yol aldılar.

Sakallı Gadina biz dışarda çıkanları seyreylerken içeri girip bir tahta para kasası olduğunu anladığımız sürgülü kutu getirdi. Elini sandığın içine attı. Kıbrıs aksanlı Rumca ve Türkçe karışımı konuşmasını rahat anladık. “.. Bunlar Hz. Muhammed ve Hz İsa yanına giden kocamın rahat uyuması için.. ”diyerek altın dolu keseyi Baş Aza’ ya uzattı. Vakıf Baş Azası Süldürzade İsmail Efendi’nin eline bir altın dolu keseyi şöyle bir ovçaladı. “Allah hayır hasenatınızı kabul etsin inşallah” diyerek keseyi tabur kumandanına uzatır.

Sonra keseyi açmasını söyledi. Gadina Kadın iki avucunu açarak Süldürzade İsmail efendinin altın liraları sayıp avcuna koymasını ister. “Tam tamına” derler ya eşi 23 yaşında Dere mahallesinde su değirmeni tamirinde üç aylık evlilerken ölmüş. İşte Gadina Kadın ölen eşi İstefan adına 23 altın lirayı Osmanlı Vakıfları Umumi Azaları Baş Ağası Süldürzade İsmail efendinin avcuna sayıp “ruhu elçi İsa yanında (Hz. İsa) canlansın” diyerek bir daha sayar.

Mevlevi kiler defterine not edilmiş buna bağlı bilgiler de şöyle sıralanıyor: Taşkınlıkları önlemek içi yapılacak bent içi aynı gün heyetin gittikleri yerlerden yardım veren bazılarının adları: Çaylı Ali Çaylı Molla İbrahim oğlu Mehmed Çaylızade Hacı Hafız Mehmed Emin Çelper oğlu Mehmed Eminoğlu yardım heyetini boş göndermezler.

Heyeti boş döndürenlerden bazılarının adlarını sıralayalım:

Abdi Paşa Medresesi Yazı öğretmeni Kara Mehmedzade gelenleri eli boş göndermezken; Ellerini boş gönderenler de vardı: Harabiya, Masume Hatun, Hoca Pir Mehmed, Hindî Derviş, Hüseyin Efendi Medreselerinden heyet eli boş döner.

Nedenine gelince: “Sakallı Gadina’ nın kazandığı altın liralar içkidendir. Bu akçelerle bent yapılırsa ilk sel baskınında hemen yıkılır” diyerek Müslim kesimden olanların büyük çoğunluğu

varlıklı oldukları halde yardım etmezler. Sakallı Gadina bu durumu duymuştur. Bir göndermede bulunur. “Bu iddiayı savunanların talebeleri daha da bu mekânların muallimleri hep benim içki haneme gelip, eğlenip, parlak akçeleri bana bırakıyorlar. Haberleri var mı acaba!” (Isparta Ün Mecmuası yazarı Hikmet Dağlıoğlu’nun da yazdıklarıyla bu bilgileri doğrulattım)


 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.