Isparta’nın 1830’ lu yıllarıdır. Fransızların Cezayir'e saldırıp katliamlara başlarlar. Isparta’da Veba salgını baş gösterir. Hayvanlardan bit, pireden insanlara bulaşan bir amansız hastalık Isparta ve Burdur (birleşik idare) sancağında toplumu sıkıntıya sokar. Günde iki yüz, üç yüz insanımız kaybediliyordu.
İnsanlarımız çaresizdir. Günlük işlerde aksamalar olur. Kısmen üretim durmuş. Fırsatçılar bugün olduğu gibi sattıkları her türden mallarını gecelik artışlar yapıp vatandaşlarımızı iyice bunalıma sokarlar.
Osmanlının Kırım savaşı çıkma ihtimali ile Isparta Mutasarrıf valiliği söz konusu hastalık karşısında çok şey yapamıyordu. İşi, kazancı iyi olanlarda yok değildi. Üfürükçüler, falcılar, muskacılar uyduruk safsata hikâyelerle vatandaşlarımızı aldatıyorlardı..
Salgın nedeniyle çok sayıda bina boşaltılıp “Karantina Binası” olarak ayrılır. İnsanlar birbirleriyle temas etmekten çekinirler. Altı yıl evlilik düğünleri ile sünnet düğünleri yapılmaz. Isparta askeri alayı geçici olarak Erzurum, Kars illerine aktarılır. Kırım savaşı çıkmak üzeredir. Isparta ve Burdur’dan savaş için savaşçılar cepheye gidişleri durdurulur.
Halkın “Kara Ölüm” adını verdikleri veba hastalığı büsbütün Isparta ve Burdur bölgelerinde canlar almakta. Büsbütün çareler aranırken Germiyan yani bugünkü İskender mahallesinde oturan Miskizade Hacı Mustafa’nın oğlu Kara Ömer her bir Ispartalı, Burdurlu gibi Veba salgınından etkilenir. Hastalığa yakalanmaz ama hastalığın yok edilmesi için çareler arar.
KARA ÖMERİN ISPARTA-BURDUR HALKI İÇİN SAVAŞI
Ispartalı Miskizadelerden Kara Ömer’in diğer bir tespitini de son Mevlevi dedesi Ali Dede Efendi (Aksu) yazılı anlatımlarını sıralamış. Mevlevi Dergâhı Kiler defterine yazdığı önemli olayları önceki Mevlevi Dedesi olan babasından anlatıları deftere geçirmiş.
Amansız hastalık Karabela veya Veba Acem Yani Isparta Ermenilerinin oturdukları Kemer, Temel Çavuş yani bugünkü Emre, Turan mahallesinin pek rastlanmadığını yazmış. Hatta Isparta sokaklarında Veba’ nın Müslim hastalığı diyenler bile olur. Kiler Mevlevi defterinde şöyle bir not sıralanmış:
“Isparta Ve Burdur Ermeni cemaatinin konutlarında oturan insanlardan birkaçı vebaya yakalanıp ölmelerinin ardından süt-yoğurt gibi gıdanın (fermente) mayalandırma suretiyle (bugünkü adı Kefir içeceği) Vebaya yakalanan insanların ölmesini engel oldundu.”
Bugün kefir adı verilen içeceğin o vebal salgını günlerinde adı pek bilinmiyordu. Veba hastalığına karşı Emre mahallesindeki evinde Acem Isparta Ermeni’si genç Ohannes oğlu Orteris söz konusu buluşunu Müslüman arkadaşı Mislizade Kara Ömer’ e anlatır.
Miskizade Kara Ömer’ in Mahallesi olan Germiyan (İskender) mahalle sorumlusu akrabası Miskizade Hacı Mehmet ve azatlı zenci kölesi (aynı zamanda Kadı onaylı yardımcısıdır) Hamza Ağa’ya anlatır. Ve hastalıkla savaş için beş yıllık mücadele başlanır.
Ispartalı Acem Ağa Kara Ölüm’ ün Hakkından Gelir
Isparta’nın Gayrimüslim Osmanlı vatandaşlarının kaldıkları Mahallelerden: Çavuş, Emre, Kemer, Temel (Turan) yerleşim yerlerindeki evlerde Veba (Kara Ölüm) olaylarının çok seyrek görülmesi kısa zamanda Isparta’ nın diğer mahallelerinde duyulur. Isparta sancağının sözü geçen Müslimlerinden Miskizade Kara Ömer’e yoğun ziyaretçi akını olur. İnsanlar ir an evvel kara Ölüm’ den kurtulma çareleri aramaktalar.
Miskizade Kara Ömer Ağa diğer mahallelerden sözü geçen varlıklı insanlarla görüşme yapar.
Hacıelfi ( Primehmed) mahallesinden Abdurrahman Mustafa Hasan efendi, Yayla mahallesinden Molla Osman, (Mescit İmamı), Muhtar Baba Osman, (Tekye) Hızırbey mahallesinden Molla Osman, (Bakır Tüccarı), Hocazade (Kepeci) mahallesinden Vanlızade Numan Ağa, , Fazlullah (Sermet) mahallesinden Semerci, mahallenin sorumlularındandır. Mehmet Ali Usta ile Azatlı Kölesi Zenci Abdullah Ömer varlıklarıyla Miskizade Ömer Ağa’ya parasal destek verirler.
Topluca Kara Ölüm’ ü kısmen çare bulan Isparta Gayrimüslim’ i (Ermeni Cemaatine mensup Ohannes oğlu Orteris’ in yanına giderler. Süt-yoğurt fermentesi Kefir’ in bolca üretilip vatandaşlara dağıtılması konusunda anlaşmaya varırlar. Gayrimüslim mahallelerinde şimdiki adı Kefir (Rusça) olan içeceğin adını Gayrimüslimler “Süt İçkisi” adı veriyorlardı.
Isparta Müslimleri Rum Ve Ermeni Cemaatlerinin Birlikteliği
Dere mahallesinde küp, testi bardak, yemek çanağı (toprak kabı) üreten Kübcü Mustafa ağadan içine Veba ilacı Kefir konulması anlamında çok sayıda toprak kap siparişi verilir. Hatta Ağlasun’daki toprak testi üreticilerinden de çok sayıda toprak kap istenir. 1830’ dan 1836’ ya kadar Isparta ve burdur’ da birkaç bini bulan veba ölümleri çok can alır. Devlet Kırım savaşı nedeniyle Isparta-Burdur ‘da olagelen Veba hastalığı ile müşkül olmada yavaş davranır.
Ispartalı Osmanlı Acem (Ermeni( vatandaşları ile Ispartalı Müslüman ileri gelen hayırsever vatandaşlarının vebaya karşı mayalanmış kefir toplanır. Isparta hanelerine dağıtılacağını duyan Isparta Medrese hocalarından bazıları cidden tedirgin olurlar. Mayalı süt ürünü Kefir’ i içki olarak tanımlarlar. Ateşzade Şeyh Hacı Mehmet Efendi, Beşkazalı Osman Zühtü Efendi tekkelerinden bazı yöneticiler: “Kefir’ in alkol içerdiğini, derde deva için kullanılmasının dinen haram olduğunu“ söylerler.
Miskizade Kara Ömer Ağa’ nın yönlendiriciliğinde Isparta sancağında yaygın Veba hastalığını yenmek için Acem bayanlara yaptırılan şifalı “keyifli yoğurt” un dağıtımına başlanır. Her aileye mayalanma yöntemleri Acem bayanları gönüllü olarak ev ev anlatılır.
Kefir mayalama şeklini öğreten Ermeni kadınların Isparta sokaklarında giyim kuşamı çok göz alıcı ve etkileyici halleri yine bazı medrese hocalarını rahatsız eder.
Nihayet birliktelik yerini bulur.
Birkaç ay içinde tüm Isparta ve burdur sokaklarındaki evlerde Kefir yani “keyifli yoğurt” yapımından sağlıklı sonuç alınır.
1837’lerde ikinci tekkesi Emre mahallesinde bulunan Bostan Çelebi dergâhının hocalarının birlikteliği ile: “Keyifli yoğurt” yani Kefir’ in alkolü insan sağlığı için zarardan çok faydasının görülmeye başladığı şeklinde bir “destur vaaz’ ı verilir. İslam Bilgini Ispartalı Bostan Çelebi’nin adına cemaat hocalarınca verilen” Destur Sohbeti” ini diğer cemaatler hak vermeye başlarlar. 1837’ nin Mayıs ayına doğru Vebadan Burdur ve Isparta’da büsbütün ölümler görülmez olur. Araştırma: Son Mevlevi dedesi Ali Dedenin Kiler defterine yazdığı ve babası Mevlevi dedesi Mehmed Dede Efendi’ nin anlatı notlarından 2024-Isparta