Bayram AYGÜN
Köşe Yazarı
Bayram AYGÜN
 

KONYA’NIN OYUN HAVASI!

İnsanlarımızın, Isparta’mızın ”Kültürel Miras” eserlerini tanıma hakları var. Geleceğimizin şekillenmesi için bu zorunludur. İnsanımızın kültürel yönden de kendini geliştirme hakları anayasal haklardandır. Müzelerde Arkeolojik Koleksiyonları, kütüphanelerde atalarımızın yazdıkları eserleri, idari yazışmaları tanıma, araştırma gibi ihtiyaçları var. Siyasilerin, idarecilerin, akademisyenlerin bu zorunlu kültürel hakkı savunmaları, gereğini tam manasıyla yapmaları gerekmekte. Ancak bun yapılmadı görüntüsü ortada. Isparta müzesine bir türlü kavuşamadı. Müze inşaatına neden başlanmaz? Yalvaç Pisidia Antiocheia, Gönen (Konana) antik kazıları ne oldu? Vatandaşlarımız bu konuda neden bilgilendirilmiyor? Veya turizme kazandırılması konusunda üniversitemiz, Kültür ve Turizm İl müdürlüğü arasında bir koordinasyonunu göremiyoruz. “Kazı yapıyoruz” demek yeterli mi? Buluntular hakkında insanlarımızın bilgilendirilmemesi bir yanlışlık değil mi? Uluborlu tarihi uygarlıklarıyla ilgili anıt eserler insafsızca talan edilmiş, halen de edilmekte.. Uluborlu kale içi ve dışı yüzlerce bina–eser- kendi kaderine terkedilmiş. Eserlerin ortasına koyun-davar ağılı, besihaneler yapılmış. Türkiye’mizde birkaç yerinde bulunan zengin eserler “turizme kazandırılma” gibi yerli ve devlet katında bir kıpırdanış yok! İlk Kıbrıslı (İsa’dan önce) Rumların yerleştiği Eğirdir Nis adası, Roma şehir devletlerinden birisi olan, tacir yolcuların, habercilerin, yalnızlığa itilmişlerin tanrısı: Haber Tanrısı Hermes’ in yaşadığı yerle ilgili eserler Sütçüler Ada da gün yüzüne çıkarılmayı bekliyor. 1974’lerde Isparta İl Kültür Müdürü kadrosu bir ara boş kaldı.. ŞAIK Lisesi Müdürü rahmetli Sümer Şenol bir süreliğine vekâleten söz konusu müdürlükte görev alır. Bu esnada Konya valiliğinden bir emirname yazısı gelir.. Daha önce Osmanlı döneminde Isparta sancağının Konya ‘ya bağlı olduğu anlatılır. Buna dayanarak: Isparta’daki el yazma veya devlet emirname yazı-belgelerinin “…depolanması, arşivlenmesi…” planlamasının yapıldığı bu nedenle de Isparta valiliğinde, (Kültür müdürlüğü) depolarında bulunan Osmanlı dönemi “…el yazma kitap, yazışma…” yazılarının Konya’ya gönderilmesi istenir. El yazma kitaplar “…ciltleme, ilaçlama gibi…” işlemlerden sonra geriye gönderileceğinin bilgilerinin de yer aldığı yazıda verilen söz yerine getirilmez. Sümer Şenol’un sağlığında şahsıma: Üç beş el yazma, birkaç devlet yazmaları ”dedi ama durum öyle değilmiş. Değişik tarihlerde üç defa halk söylemiyle: “50 Nece, siyah Konya plakalı araçla” Isparta’dan Konya’ya taşınmış. Isparta valiliğinde, kültür müdürlüğü depolarındaki (1974) ndeki Osmanlı el yazma kitap ve belgeleri Konya’ya gönderilir. Isparta’mızla ilgili Osmanlı dönemi yazma kitap ve yazışmalar, vilayet tutanakları, hatıraları, Osmanlı kurumlarıyla ilgili belgelerin Konya’ da ne işi var? Isparta’ya ait belgelerin arşivlenmesi, bakımının yapılması gibi bahanesiyle götürülen kitap ve belgelerin arşivlendiyse neden Isparta Valiliği’ne neden bilgilendirilmedi? Söz konusu kitap ve belgeler Isparta’ya ait kültürel eserlerdir. Konya’yı ikinci durumda ilgilendirir. Hal böyle olunca sahadan, Selçuk ve Necmettin Erbakan üniversitesi araştırma görevlilerinden belik burçuk bilgiler de gelmiyor değil. Konya’daki üniversite akademik çevrelerin yararlandıkları şeklinde. Isparta’mızın da iki üniversitesi, yüzlerce akademisyeni var. Bunların yararlanma hakları yok mu? Üniversitelerimizin ve Valiliğimizin yeniden söz konusu belge ve kitapların Isparta’mıza getirilmesi konusunda çaba göstermeleri gerekiyor. Araştırma konusunda Isparta’mızla ilgili eserler hayli az. 1918’de ve 1924’te Isparta’mızdan gönderilen Ispartalı Rum ve Acem (Ermeni) insanlarının akademik hüviyetli dış ülkelerde yaşayan torunlarından Isparta ile ilgili bilgileri istemek zorunda kalıyoruz. Devletimiz son on yıldır yurt dışına kaçırılmış her türden tarihi eserleri getirtip; ait olduğu vilayetlerin müzelerine teslim ediyor. Biz niye Isparta’mıza ait tarihi belgeleri Konya’dan istemiyoruz? Bunu Üniversitelerimiz ve Isparta valiliği yapacak. Kendi vilayetimizin, Isparta’mızın kültürel eserlerinin Konya’da ne işi var diye bir soru sorma hakkımız yok mu? Dedim ya; yarınlarımızı şekillendirecek tarihi ve kültürel değerlerimize Isparta’mızda unutulmaya yüz tutmuş. Yunanistan da tüm tarihi Osmanlı camilerimizi Yunanlılar müze yapmışlar. Bizde yeni müze binası yapılmayacaksa; Doğancı mahallesindeki Ayaishotya Yorgi Kilisesi’ni Isparta müzesi yapalım. Çokta güzel olur! Isparta’mızın tarihi eserleri konteynerlerde sergilenmeyi bekliyor  
Ekleme Tarihi: 31 Mayıs 2022 - Salı

KONYA’NIN OYUN HAVASI!

İnsanlarımızın, Isparta’mızın ”Kültürel Miras” eserlerini tanıma hakları var. Geleceğimizin şekillenmesi için bu zorunludur. İnsanımızın kültürel yönden de kendini geliştirme hakları anayasal haklardandır.

Müzelerde Arkeolojik Koleksiyonları, kütüphanelerde atalarımızın yazdıkları eserleri, idari yazışmaları tanıma, araştırma gibi ihtiyaçları var. Siyasilerin, idarecilerin, akademisyenlerin bu zorunlu kültürel hakkı savunmaları, gereğini tam manasıyla yapmaları gerekmekte.

Ancak bun yapılmadı görüntüsü ortada.

Isparta müzesine bir türlü kavuşamadı. Müze inşaatına neden başlanmaz?

Yalvaç Pisidia Antiocheia, Gönen (Konana) antik kazıları ne oldu?

Vatandaşlarımız bu konuda neden bilgilendirilmiyor? Veya turizme kazandırılması konusunda üniversitemiz, Kültür ve Turizm İl müdürlüğü arasında bir koordinasyonunu göremiyoruz.

“Kazı yapıyoruz” demek yeterli mi? Buluntular hakkında insanlarımızın bilgilendirilmemesi bir yanlışlık değil mi?

Uluborlu tarihi uygarlıklarıyla ilgili anıt eserler insafsızca talan edilmiş, halen de edilmekte.. Uluborlu kale içi ve dışı yüzlerce bina–eser- kendi kaderine terkedilmiş. Eserlerin ortasına koyun-davar ağılı, besihaneler yapılmış. Türkiye’mizde birkaç yerinde bulunan zengin eserler “turizme kazandırılma” gibi yerli ve devlet katında bir kıpırdanış yok!

İlk Kıbrıslı (İsa’dan önce) Rumların yerleştiği Eğirdir Nis adası, Roma şehir devletlerinden birisi olan, tacir yolcuların, habercilerin, yalnızlığa itilmişlerin tanrısı: Haber Tanrısı Hermes’ in yaşadığı yerle ilgili eserler Sütçüler Ada da gün yüzüne çıkarılmayı bekliyor.

1974’lerde Isparta İl Kültür Müdürü kadrosu bir ara boş kaldı.. ŞAIK Lisesi Müdürü rahmetli Sümer Şenol bir süreliğine vekâleten söz konusu müdürlükte görev alır. Bu esnada Konya valiliğinden bir emirname yazısı gelir..

Daha önce Osmanlı döneminde Isparta sancağının Konya ‘ya bağlı olduğu anlatılır. Buna dayanarak: Isparta’daki el yazma veya devlet emirname yazı-belgelerinin “…depolanması, arşivlenmesi…” planlamasının yapıldığı bu nedenle de Isparta valiliğinde, (Kültür müdürlüğü)

depolarında bulunan Osmanlı dönemi “…el yazma kitap, yazışma…” yazılarının Konya’ya gönderilmesi istenir. El yazma kitaplar “…ciltleme, ilaçlama gibi…” işlemlerden sonra geriye gönderileceğinin bilgilerinin de yer aldığı yazıda verilen söz yerine getirilmez.

Sümer Şenol’un sağlığında şahsıma: Üç beş el yazma, birkaç devlet yazmaları ”dedi ama durum öyle değilmiş. Değişik tarihlerde üç defa halk söylemiyle: “50 Nece, siyah Konya plakalı araçla” Isparta’dan Konya’ya taşınmış. Isparta valiliğinde, kültür müdürlüğü depolarındaki (1974) ndeki Osmanlı el yazma kitap ve belgeleri Konya’ya gönderilir.

Isparta’mızla ilgili Osmanlı dönemi yazma kitap ve yazışmalar, vilayet tutanakları, hatıraları, Osmanlı kurumlarıyla ilgili belgelerin Konya’ da ne işi var?

Isparta’ya ait belgelerin arşivlenmesi, bakımının yapılması gibi bahanesiyle götürülen kitap ve belgelerin arşivlendiyse neden Isparta Valiliği’ne neden bilgilendirilmedi? Söz konusu kitap ve belgeler Isparta’ya ait kültürel eserlerdir. Konya’yı ikinci durumda ilgilendirir.

Hal böyle olunca sahadan, Selçuk ve Necmettin Erbakan üniversitesi araştırma görevlilerinden belik burçuk bilgiler de gelmiyor değil. Konya’daki üniversite akademik çevrelerin yararlandıkları şeklinde. Isparta’mızın da iki üniversitesi, yüzlerce akademisyeni var. Bunların yararlanma hakları yok mu?

Üniversitelerimizin ve Valiliğimizin yeniden söz konusu belge ve kitapların Isparta’mıza getirilmesi konusunda çaba göstermeleri gerekiyor. Araştırma konusunda Isparta’mızla ilgili eserler hayli az. 1918’de ve 1924’te Isparta’mızdan gönderilen Ispartalı Rum ve Acem (Ermeni) insanlarının akademik hüviyetli dış ülkelerde yaşayan torunlarından Isparta ile ilgili bilgileri istemek zorunda kalıyoruz.

Devletimiz son on yıldır yurt dışına kaçırılmış her türden tarihi eserleri getirtip; ait olduğu vilayetlerin müzelerine teslim ediyor. Biz niye Isparta’mıza ait tarihi belgeleri Konya’dan istemiyoruz? Bunu Üniversitelerimiz ve Isparta valiliği yapacak. Kendi vilayetimizin, Isparta’mızın kültürel eserlerinin Konya’da ne işi var diye bir soru sorma hakkımız yok mu?

Dedim ya; yarınlarımızı şekillendirecek tarihi ve kültürel değerlerimize Isparta’mızda unutulmaya yüz tutmuş.

Yunanistan da tüm tarihi Osmanlı camilerimizi Yunanlılar müze yapmışlar. Bizde yeni müze binası yapılmayacaksa; Doğancı mahallesindeki Ayaishotya Yorgi Kilisesi’ni Isparta müzesi yapalım. Çokta güzel olur! Isparta’mızın tarihi eserleri konteynerlerde sergilenmeyi bekliyor

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.