Burdur’un bir dönem Fransa’nın Dijon kentindeki “Dünya halk Dansları Festivaline” bir ekiple gittiği ve birincilikle döndüğü ifade edilmektedir. Ancak yazılı kaynaklarda böyle bir açıklama yer almasa da kısa olsa da bir bölüm buldum. Birincilik alan halk oyunları ekibinin başında Faik İnce halk oyunları öğretici olarak katıldığı şeklinde bir yazıya rastlanmaktadır. Bir yandan yıllarca bu bilgilere ve kaynak kişiler ile temas kurmak istedimse de bulmak mümkün olmadı Ancak bir sohbet sırasında THM sanatçısı Hamit Çine bu ekibin içinde kendisinin de olduğunu söyledi ancak bu başarı hakkında açıklayıcı bilgi vermedi.
Burdur’a 2 binli yılların başında mütercimi ile Romanya Ankara Büyükelçisi olan şahsiyet önce Burdur Ticaret ve Sanayi Odası ve daha sonra dönemin Burdur Valisi Can Direkçi büyükelçiyi makamında ilgili kurum yetkilileri ve basın mensuplarının da olduğu kalabalık bir topluluk ile ağırladı. Ancak ziyaretteki eksiklik Burdur da gerçekleşen bu ziyarette heyetler Romanya konusunda ne ekonomik olarak, Burdur konusunda da kültürel olarak çok şey bilinmiyordu. Burdur heyeti daha önce Ticaret ve Sanayi Odasın da büyükelçi ve heyetine tarım ürünleri ve hayvansal gıdaya dayalı sunum yaptırdılar.
Toplantı da bir gazetecinin belki yapmayacağı bir şeyi yaparak iki ülkenin karakteristik olarak ekonomi düzeyi tarım ve hayvancılık ürünleri ağırlıklı olduğunu biliyordum. Ayrıca halk oyunları çobanlar arasın da geçen eğlenceli figürler şeklinde geçmektedir. İki ülke arasında kültür değişiminin yararlı olacağını söyledim. Mütercim bana Romanya ve bölgenin kültürü konusunda neleri bildiğimi sordu. Takılmadan cevapladım ve daha sonrasında Burdur Belediyesi tarafından her yıl düzenlenen “insuyu” şenlikleri ile harman yapılarak Romanya dışında başka ülkelerden ekiplerin çağrılması ile bir müddet Burdur ve bu konuya ilgi gösteren çevre illerden gelenlerin ilgisini çekti ama bir müddet sonra bazı nedenlere bağlı olarak bu etkinlikler yapılmak istenmedi. Başından beri gelen ekiplerin yaş ortalamasının çok küçük olması nedeniyle de yapılmak istenen bir kültür harmanlaması yerine yasak savmaya dönüştü.
Geçtiğimiz günlerde belediye meclisinde toplantı da bizim tarihi geleneklerimiz arasında yer alan ve geçtiğimiz yıl birincisi yapılan yağlı pehlivan güreşlerinin bütçesi konuşuluyordu. Bazı üyeler paranın başka alanlarda değerlendirilmesini ifade ederek konuyu başka alanlara kullanılması teklifini getirdi. Yazımın başında neden Fransa- Dijon kentinden bahsettiğimi burada anlatmak isterim. Dijon dünya milletlerinin yemeklerinde kullanılan “Hardal” ürünü ile ünlüdür. Onunda ötesinde aslında Fransa da Paris’ten önce gelmektedir. Dijon halkı çok fazla halk danslarını bilmedikleri halde şehrin tanıtımının sağlanması için “Dünya halk dansları” yarışmaları yaparak tanıttılar. Bu nedenle uzun soluklu uğraşın içinde bulunulması gereken bir organizasyon ancak imkansız da değildir.
Bugün bölgenin ekonomik ve sosyal değerleri yanında ören yerleri konusunda ve antik tarihi gelişme göstermektedir. Elbette bu etkinlikleri düzenleyecek ve sürdürecek kurumlar çok önemlidir. Ülkemiz insanının bugün geçmişten geleceğe taşıyacağı kültürel değerlere daha çok ihtiyacı bulunacağına ise olan inancım artarak devam etmektedir. Atalarımızın dediği gibi “Hazıra dağ dayanmaz” meselenin yeterince anlaşıldığını sanıyorum. Ümidim odur ki ülkemizin sorunlarının derinliğine ve güç olgusuna rağmen insanımız dimdik ayakta kalmaya çalışacağına inanıyorum. Biz gazeteciler sadece fikir üretir uygulamasını etkili ve yetkili kurumlara bırakırız Saygılar.