Biz gazeteciler duygusal insanlarız. Yaşadığımız ve nefes aldığımız yerleri her nedense vatan olarak bilir yapılması gereken fedakarlık ne ise onu yapmaya çalışır bunun için çaba gösterir emek harcarız. Ancak son yıllarda kendisine soru sorduğumuz yada mikrofon uzattığımız ve cevap istediğimiz insanların gerginliği bizleri de şaşırtmaktadır. Anadolu da kol kırılır yen için de kalır diye bir söz vardır. Ama bunun yerini falanca kimin adımı değerlendirmeleri yer aldı.
Biz gazeteciler ve mevkute sahipleri birilerinin dediği gibi kamu hizmeti gören ve aslında bir yanımızla da ticari amaç güden küçük bile olsa kazancımızın karşılığında devletimize vergisini veren ve diğer sektörlerle ticari ilişkileri olan kişileriz. Ülkemizin parlamentosunda milletvekili olan kişilerin halka ulaşmak adına gönderdiği her türlü yazıyı karşılıksız amasız fakatsız gazete ve elimizde bulunan internet medyası aracılığı ile yayınlarız. Belki kırıldığımız insanlar olabilir, fakat hiçbir zaman duygularımızın esiri olmamaya özen gösteririz.
Mesleğimdeki uzun yaşamım nedeniyle sayısını bilmediğim olaylar yada farklı tepkiler ile hep karşılaştım. Mesele yaşadığım ve nefes aldığım Burdur olduğu zaman üzerime düşen görevin kimin tarafından verildiğine bakmadan sorumluluğum gereği yerine getirdim. Bir dönem ise Burdur Milletvekili Mustafa Çiloğlu bakanlık yaptı. Kısa süre olmasına rağmen hiç de kapasite açısından küçümsenmeyecek hizmetler geldi. Zaman geldi Anadolu insanı uzaklığına yakınlığa bakmadan gittiği yerde bir hemşerisini yada yakınını arama ihtiyacı duydu.
Bu gün günümüzde halen bu geçerli, ister bürokrasi de ister bir sivil toplum kuruluşunun üst noktasına seçilsin inanıyorum ki Burdur için hizmet kapısıdır. Bugün Köy Kooperatifi Birliğinin Genel Başkanı Yakup Yıldız, üreticinin yanında yanı başında olduğunu göstermek için Burdur Köy Kooperatifleri Birliği adına kapasitesi ne olursa olsun bir süt fabrikası kurdu. Yarın başka kişiler başka sivil toplum kuruluşlarının en üst birliğine seçilebilir. Bunun içinde bizler amasız fakatsız elimizden gelen desteği vermemiz gerekmez mi? Sanıyorum bu konuda çabalarımızın onu moral motivasyon açısından faydası olacaktır.
Geçmişin kirli sayfalarından kendimizi haklı çıkartacak materyaller arama yerine önümüzdeki hedeflerin doğruluğunu planlayarak geleceğe doğru yelken açmamız gerekmez mi? Sorunun çözümü elbette ki hepimizin geleceğini ve geleceğin bizlere neler getireceğine ışık tutmaz mı sorunun bir parçası ve destekçisi olmak Burdur açısından sanıyorum hepimizi memnun hatta yarınlar adına güvende olmamızı sağlayacaktır. Hoşça ve dostça kalın…