Mustafa ARSLAN
Köşe Yazarı
Mustafa ARSLAN
 

BAŞARININ ALKIŞLARI AĞLAMAKSA BEN BUNU YAPMAK İSTİYORUM

Gazeteciliğimin ilk yıllarında coğrafi zenginliği ve antik tarihi ile etnoğrafik zenginliğini araştırma ve bu konuda haberler yazma gayreti içine girdim. Küçük illerde haber kaynaklarının sayısı az olduğunu bize katıldığımız seminerlerde hep hatırlattılar. Hatta İstanbul’a “Milliyet Haber Ajansı MİL-HA” Üst düzey yetkililer ile görüşmeye gittiğim de bana dönemin Genel Müdürü, Burdur’dan haber çıkmıyor demişti. Bende cümlelerin üzerinde durarak çıkmıyor mu?, gelmiyor mu? Demiş bunun üzerine bundan sonra haber gelecek garantisini vermiştim. Elbette bu benim için ispat edilmesi gereken bir özgüvendi. Aradan yıllar geçti. Buradaki görevim “şeker hastalığım” nedeni ile sona ermişti. “Haber Ajansı” içinde çalıştığım yıllar benim için ağır bir çalışma dönemi olmuştu. Haber için harcadığım mesai bir günde 24 saati geçiyordu. Burdur’un nerede ise ilçe ve köylerindeki haberlerin önemine göre ulaşmam ve mesai mefhumuna bakmadan bunu haber haline getirerek çalıştığım ajansa ulaştırmak zorundaydım. Görev benim için kutsaldı. Ama kutsalında ötesinde mutlaka yerine getirilmeliydi, Ajansın Antalya bürosuna gelen bir bilgi bana ulaştırıldı. Altınyayla(Dirmil) İlçesinde mantardan zehirlenen ve Denizli de yoğun bakımda yatan bir engelli vatandaşın durumu hakkında bilgi alıp Ajansa ulaştıracaktım. Altınyayla İlçesinin bir otobüsü vardı, sabah Burdur’a geliyor saat 14.30 da ilçeye geri dönüyordu. Bu arada konaklama sorun olduğu için durumu anlattım. Ajans’ın İstanbul da bulunan merkezinden gelen emir gideceksin ve gittim. İlçeye 7 kilometre uzaklıkta bulunan Asmabağ isimli köye taksi ile gittim ve Denizli de yoğun bakımda yatan zehirlenerek hayatını kaybeden engelli vatandaşın evini buldum eşi ve oğlu çıktı biz hiçbir açıklama yapmayız ve size burada fotoğraf ve görüntü çektirmem diye bağırıyor elbette yanımda taksi şoförü ve köylüler olması bana saldıracaklar. Bu arada kameramın açık olduğu halde farkında değillerdi. Güç bela ölen adamın eşine birkaç durumu değerlendirebildiğim soru sorma fırsatını yakaladım ve cevabını aldım. Buradan geldiğim taksi ile ilçe jandarma karakoluna geldim. Asmabağ köyünde yaşadıklarımı ve sonrasına karakol komutanına anlattım. Araç çıkartıldı Denizli’de hastane de mantar zehirlenmesinden hayatını kaybeden adamın eşi ve oğlunu Jandarmalar getirdiler ben kamerayı çalıştırdım kapı açık olduğu için ifadelerinde her şeyi anlattılar. İlçe jandarma komutanı bu olayın biz böyle olduğunu bilmiyorduk ifadesini kullandı. Benim işim bitmişti ama nerede kalacak ne ile Burdur merkeze dönecektim. Araç temini için ne yapabileceğimizi İlçe Jandarma komutanının bilgisine aktardım. Saatler sonra araç temini için karayoluna çıkan jandarma içeri girdi komutanına gazeteci için bir kireç kamyonunu durdurduğunu söyledi komutan gidebilir misin diye bana dönerek sordu benim için o anda böyle bir imkan dahi lüks sayılırdı. Hemen dışarıya çıkarak kamyoncu benim için Burdur merkeze kadar bırakabileceğini söyledi. Bu gün ise kendi gazetem olan, Burdur İlkadım Gazetesinde ve buna bağlı internet gazetesinde işimi yapıyorum. Yazımın başından bu yana anlatmaya çalıştığım şey gazetecilik mesleğinin başarısı yanında bir çaba bir çile mesleği olduğu gerçeğidir. Bu gün artık teknolojinin gazetecilik mesleğine getirdiği bu kolaylıklar sayesinde yazdığımız her haber ve makale dünyanın her yanına ulaşmaktadır. Gerek ülkeye ait gerek Burdur’a ait bilgiler dünyanın her yanındaki okuyucusu tarafından takip edilmektedir Burdur küçük de olsa bir üretim kentidir. Burdur’da bulunan küçük çaplı işletmelerin ürünlerini gelecekte biz yaptığımız haberler yoluyla tanıtımına katkı sağlayacağımıza inanıyoruz.                                         
Ekleme Tarihi: 16 Mart 2021 - Salı

BAŞARININ ALKIŞLARI AĞLAMAKSA BEN BUNU YAPMAK İSTİYORUM

Gazeteciliğimin ilk yıllarında coğrafi zenginliği ve antik tarihi ile etnoğrafik zenginliğini araştırma ve bu konuda haberler yazma gayreti içine girdim. Küçük illerde haber kaynaklarının sayısı az olduğunu bize katıldığımız seminerlerde hep hatırlattılar. Hatta İstanbul’a “Milliyet Haber Ajansı MİL-HA” Üst düzey yetkililer ile görüşmeye gittiğim de bana dönemin Genel Müdürü, Burdur’dan haber çıkmıyor demişti. Bende cümlelerin üzerinde durarak çıkmıyor mu?, gelmiyor mu? Demiş bunun üzerine bundan sonra haber gelecek garantisini vermiştim. Elbette bu benim için ispat edilmesi gereken bir özgüvendi.

Aradan yıllar geçti. Buradaki görevim “şeker hastalığım” nedeni ile sona ermişti. “Haber Ajansı” içinde çalıştığım yıllar benim için ağır bir çalışma dönemi olmuştu. Haber için harcadığım mesai bir günde 24 saati geçiyordu. Burdur’un nerede ise ilçe ve köylerindeki haberlerin önemine göre ulaşmam ve mesai mefhumuna bakmadan bunu haber haline getirerek çalıştığım ajansa ulaştırmak zorundaydım. Görev benim için kutsaldı. Ama kutsalında ötesinde mutlaka yerine getirilmeliydi, Ajansın Antalya bürosuna gelen bir bilgi bana ulaştırıldı. Altınyayla(Dirmil) İlçesinde mantardan zehirlenen ve Denizli de yoğun bakımda yatan bir engelli vatandaşın durumu hakkında bilgi alıp Ajansa ulaştıracaktım.

Altınyayla İlçesinin bir otobüsü vardı, sabah Burdur’a geliyor saat 14.30 da ilçeye geri dönüyordu. Bu arada konaklama sorun olduğu için durumu anlattım. Ajans’ın İstanbul da bulunan merkezinden gelen emir gideceksin ve gittim. İlçeye 7 kilometre uzaklıkta bulunan Asmabağ isimli köye taksi ile gittim ve Denizli de yoğun bakımda yatan zehirlenerek hayatını kaybeden engelli vatandaşın evini buldum eşi ve oğlu çıktı biz hiçbir açıklama yapmayız ve size burada fotoğraf ve görüntü çektirmem diye bağırıyor elbette yanımda taksi şoförü ve köylüler olması bana saldıracaklar. Bu arada kameramın açık olduğu halde farkında değillerdi. Güç bela ölen adamın eşine birkaç durumu değerlendirebildiğim soru sorma fırsatını yakaladım ve cevabını aldım. Buradan geldiğim taksi ile ilçe jandarma karakoluna geldim.

Asmabağ köyünde yaşadıklarımı ve sonrasına karakol komutanına anlattım. Araç çıkartıldı Denizli’de hastane de mantar zehirlenmesinden hayatını kaybeden adamın eşi ve oğlunu Jandarmalar getirdiler ben kamerayı çalıştırdım kapı açık olduğu için ifadelerinde her şeyi anlattılar. İlçe jandarma komutanı bu olayın biz böyle olduğunu bilmiyorduk ifadesini kullandı. Benim işim bitmişti ama nerede kalacak ne ile Burdur merkeze dönecektim. Araç temini için ne yapabileceğimizi İlçe Jandarma komutanının bilgisine aktardım. Saatler sonra araç temini için karayoluna çıkan jandarma içeri girdi komutanına gazeteci için bir kireç kamyonunu durdurduğunu söyledi komutan gidebilir misin diye bana dönerek sordu benim için o anda böyle bir imkan dahi lüks sayılırdı. Hemen dışarıya çıkarak kamyoncu benim için Burdur merkeze kadar bırakabileceğini söyledi.

Bu gün ise kendi gazetem olan, Burdur İlkadım Gazetesinde ve buna bağlı internet gazetesinde işimi yapıyorum. Yazımın başından bu yana anlatmaya çalıştığım şey gazetecilik mesleğinin başarısı yanında bir çaba bir çile mesleği olduğu gerçeğidir. Bu gün artık teknolojinin gazetecilik mesleğine getirdiği bu kolaylıklar sayesinde yazdığımız her haber ve makale dünyanın her yanına ulaşmaktadır. Gerek ülkeye ait gerek Burdur’a ait bilgiler dünyanın her yanındaki okuyucusu tarafından takip edilmektedir Burdur küçük de olsa bir üretim kentidir. Burdur’da bulunan küçük çaplı işletmelerin ürünlerini gelecekte biz yaptığımız haberler yoluyla tanıtımına katkı sağlayacağımıza inanıyoruz.                                         

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.