Son günlerde birçok kimsenin fark etmediği ancak bazı televizyonlar ve basın kuruluşları ile Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve bağlı kuruluşların üzerinde hassasiyetle durdukları konuların başında Anadolu gazeteciliği gelmektedir. Bu kuruluşlar tarafından artan miliyetler ve sorunlar nedeniyle bütün sektörlerde olduğu gibi Anadolu basınının zor ekonomik şartlar altında görevini yerine getirdiği vurgulanmaktadır. Ne var ki ülke de birçok kurumun nemelazımcılığı ve gazetecilik konusundaki vurdumduymazlığı basın kuruluşlarını ve kış yaz yağmur çamur demeden halkın haber alma ihtiyacını kendi çıkarlarının üzerinde tutan gazetecileri üzecek kadar sorun saymayan kişilerin uygulamaları can sıkmaktadır. Gazetecilik bir kamu görevi olduğu kadar bu işi yapan basın kuruluşlarının ise bir ticari faaliyet müesseseleri olduğu gözden kaçırılmaktadır. Bilhassa küçük şehirlerde bu mevkutelere ihtiyacı olanlar bu mevkuteleri bedava almak veya çok küçük bir meblağ ödeyerek ihtiyaçlarını gidermek istemektedirler.
Ülkemizin birinci Dünya savaşı sonrasında galip devletler tarafından istila etmek istenmesi ve sonrasında, İstanbul ve Anadolu basınının gösterdiği yararlılıkları bilgi açısından faydalı olur düşüncesi ile yazımın içine aldım. Burdur’un ve yöresinin tanıtımından ekonomik kalkınmasına kadar bir çok konuda yaptığı çalışmalar bugün Cumhuriyetimizi bizlere kazandıran gazetelerden çok daha fedakarlıklar yapmaktadır. Bütün sektörleri adeta paletlerinin arasına almak çeşitli tuzaklar kurmanın peşinde olan vahşi kapitalizm kaynakları elbette basın kuruluşlarının ihtiyacı olan kağıt ve gazeteyi basmak için ihtiyacımız olan malzemelerin fiyatlarına döviz üzerinden oldukça yüksek maliyetler getirmiştir.
Kurtuluş Savaşımızı destekleyen Millî Mücadele basınını da Anadolu ve İstanbul basını olmak üzere iki grupta toplamak mümkündür. İstanbul basınında Millî Mücadele’den yana olan önemli gazeteler Tasvir-i Efkâr, Vakit, İkdam, Zaman, Akşam, Tercüman, İstiklâl, İleri ve Yenigün gazeteleri. Anadolu basınında da, Millî Mücadele’den yana olan önemli gazeteler İzmir’e Doğru, Açıksöz, Arkadaş, Yeni Adana, Albayrak, Anadolu, Babalık, Dertli, Işık, Öğüt, Emel, Ahali, İstikbal, İrade-i Milliye ve Hakimiyet-i Milliye gazeteleridir. Millî Mücadele’ye karşı olan bazı Anadolu gazeteleri ise Ferda, İrşat, Zafer isimlerini taşımaktadır.
Şu hususu da öncelikle belirtmek gerekir ki, Millî Mücadele’nin özellikle ilk yıllarında Anadolu harekâtını destekleyen İstanbul basını, işgal altındaki bir şehirde çok güç şartlar altında hizmet vermiştir. Zira bu yıllarda, İtilâf Devletlerinin baskı ve kontrolü, İstanbul Hükümetinin basma uyguladığı sansür, gazetelerin serbest ve bağımsız hareketini önlemiş, onları birçok engellerle karşı karşıya bırakmıştır. Elbette ki bu şartlar altında Millî Mücadele’den, Mustafa Kemal Paşa’dan söz etmek çoğu zaman mümkün olamamış, gazete sayfaları bazen boş sütunlar halinde çıkmıştır. Örneğin ağır sansür nedeniyle hiçbir İstanbul gazetesi, Erzurum Kongresi’nden söz edememiş, Sivas Kongresi kararlarına yer veren 5 Ekim 1919 tarihli İstiklâl gazetesinde de bu kararların büyük bir bölümü sansür sebebiyle çıkarılmıştır.
Basın ve yayın kuruluşları bir yandan artan maliyetler karşısında gelir adaletsizliğinin pençesinde zorlanırken, basın kuruluşlarının karşısına malum sorunlar nedeniyle fiyat skalası ile destek rakamlarını küçültme piyasa koşullarını yok sayarak ben böyle istiyorum gerekçesi ile çıkmayı tercih etmektedirler. Her şeye rağmen koşulların bize dayatmasını bir yana bırakarak mesleğimizi elbette yapacağız. Sitemimiz şartları piyasa koşulları belirler. Elbette bizler gazeteci olarak yüksek fiyat skalasından yana değiliz. Ülkemizdeki diğer şehirlere bakıldığında isteklerimizin cüzi miktarlarda olduğu görülecektir. Doğru olmayan yanlışlardan dönülerek reklam verenlerin ve okuyucularımızın bizleri anlayacağına her zaman inandığımız gibi bu günde inandığımızı belirterek sağlıklı günler diliyorum.