Burdur kabuğunu kırmaya çalışıyor diye nerede ise her toplantı da gündeme getiriliyor. Ama bu yumurtanın kabuğundan sert edata granit kayasına benzeyen kabuk bir türlü kırılamıyor. Hatırlayanlar çıkacaktır. 9’uncu Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel dönemin Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Salih Dinçer ve ekibinin kendisini ziyaretinde çok önemsenen bir teklifi olmuştu. O zaman daha “BAKA” diye bir kuruluş yoktu, hatta “KOSGEP” kurulmamış ekonominin dinamiği sayılan “Küçük ve Orta Ölçekli” işletmeler ayakta zor duruyordu. İşte bu dönemde Burdur Organize Sanayi ile Isparta Organize Sanayi arasına küçük bir serbest bölge kurulmasını teklif etti. Ancak bu daha sonra bir kayıkçı kavgası yüzünden ortada kaldı.
vBurdur ile Isparta’nın ortaklaşa yürüteceği projeler bölge kalkınmasının dinamiklerini ortaya koyacaktır. Hatta iki il arasındaki projeler üretimin dinamiklerini tetikleyecektir. Bu gün halen vakit geçmiş değildir. İki ilin yöneticileri bir araya gelerek merhum 9’uncu Cumhurbaşkanı’nın yani Süleyman Demirel’in bu teklifini projeye dönüştürmek için zaman geçmiş değil, bölgesel ve ulusal temel ihtiyaçların karşılanmasında gelecekte Burdur ve Isparta’nın yatırımları bugün yeterli görünse de coğrafi gelişmelerden dolayı ortaya çıkan taleplerine cevap verilemez.
Geçtiğimiz günlerde bir iş adamımız ile kısa süreli bir sohbet yaptık. Fabrikasında üretilen ürün ve yurt dışı ihracatından memnun görünüyor adeta gözleri parlıyordu. Burada önemli olan ise iş adamının kimliği değil ortaya koyduğu başarıydı. Şayet hemen yanı başımızda Antalya ilimiz de orta ölçekli bir “Serbest Bölge” bulunmaktadır. Nerede ise Avrupa’ya açılan önemli İhracat kapısı olarak bölgemizin sanayi ürünlerinden tarım ürünlerine hatta sanayi ham maddesinin de temininde önemli bir kapıdır. O halde Burdur ve Isparta Organize Sanayi Bölgelerinin ortasında vücut bulacak bir serbest bölgenin sağlayacağı avantajları düşünmelerini tavsiye ederim.
Öte yandan Burdur için lüks olmaktan çıkan bir sorun üzerinde çıkartılan “Kayıkçı Kavgası” nın da bitirilmesi gerektiğine inananlardanım. Burdur Devlet Hastanesi 2 kademe sağlık ünitesidir. Nerede ise bunu bilmeyen yoktur. Bölgemizdeki askeri hastanelerin kapatılması ile birlikte bu birliklerdeki asker personelinde buraya yığılması ile adeta personel nefes alamaz hale gelmiş ve ağış iş yükü ile hastane personeli sorunlarla boğuşur hale gelmiştir. Burdur’a en kısa süreli bir zaman diliminde bir hastanenin yapılması gereklidir. Siyasi ve idari erkin bir araya gelerek bu sorunu çözmeleri gerekmektedir. Ancak bunu vatandaşa tartıştırarak değil sanıyorum.
Bizim insanımız temel ihtiyaç saydığı Hastane, Postane, ve temel ihtiyaç saydıkları kurumların hep evinin yanı başında olmasını ister. Burdur’un üç milletvekili “Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde Burdur’u temsil etmektedir. Ne var ki üç milletvekili de zorunlu haller hariç birbiri ile bir araya gelmeyi ve Burdur’un kalkınması için istişare yapmayı sorunlarının çözülmesinde çaba göstermeyi bu güne kadar yapamamışlardır. Siyasi partilerin varlığı ve onların temsilcileri temel de genel merkezlerinin politikalarına bağlıdır. Ama kendi seçim bölgelerinin sorunlarını çözmekte bir araya gelmelerine engel değildir. Tabanı kavga ettirmekle veya sorunun çözümü noktasında ayrışmalarının gerekli olmadığına inananlardanım