Ülkemiz de Mart ayının son Pazar günü yerel seçimler yapılacak ve seksen bir ilde yerel yöneticileri seçeceğiz. Ancak bakıldığında kimi adaylar bağlı olduğu parti genel başkanı ve yöneticilerinin kendine yüklediği siyasi “Misyon” peşinde konuşmalarını ve projelerini seçmenlerine aktarırken kimi adayların ise illerinin ihtiyaçlarından yola çıkarak seçmeninin kişisel taleplerine ve baskılarına boyun eğerek bu şekilde siyasi söylemlerine devam etmektedirler. Bir kentin geleceğini şekillendirmek onu çağın gereği ileri medeniyetlere taşımak yöneticilerinin asli görevleri arasındadır.
Bir ülkede akıl ve sanattan çok servete değer verilirse, bilinmelidir ki, orada keseler şişmiş kafalar ise boşalmıştır. Evet birilerine her zaman şirin görünebilirsiniz ama bu sadece birilerini memnun etmenin yolunu size açacaktır. Çok değil on beş yıl öncesinin Burdur’una baktığınız zaman özel idare iş hanında küçük de olsa kültür müdürlüğüne bağlı bir sanat galerisi ve onun başında deneyimli bir müdürü vardı Burdur da önceleri Eğitim Enstitüsü daha sonra “Süleyman Demirel Üniversitesi’ne” önemli bir Eğitim Fakültesi olan ve öğretmen yetiştiren bir eğitim kurumu vardı. Bu eğitim kurumda yine okullarımız da resim öğretmenliği bölümleri bulunuyor. Öğrenciler yıllık çalışmalarını burada sergiliyordu.
Ülkemiz de sanat’ın içine tükürüldüğü bir dönem yaşıyoruz. Ancak bir güzel söz söyleme sanatı var ise bir de güzel anlama ve dinleme sanatı vardır. Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk veciz sözünde “sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” sözünü boşa söylememiştir bu nedenle yerel yönetim seçimlerinde belediye başkan adayı olacak kişilerin bir kentte vizyon kazandıran sanat faaliyetlerinin icrası için gündemlerine mutlaka ihtiyacı karşılayacak bir sanat galerisini almalarını salık verebilirim. Bir gazeteci dostum AVM yapılacağından bahsetmiş güldüm. Belediye başkanı koltuğu kimin olursa olsun seçilen kişi adeta Bremen mızıkacılar misali talep bombardımanına tutulacak ilk gün yorgunluğu ile gelenlerin her talebine olumlu yanıt verecektir.
Dünyanın neresinde olursanız olunuz idareci seçilmek kolaydır. Ama idare eden olmak zor bir meziyet olduğu için herkesin yakasında rozet olarak bulunmamaktır. İyi ahlaklı bir idarecide bulunması gereken meziyet ise “öfkelenmek beşeri bir olaydır, fakat bilahare sakinleşmemek ve affetmek ayıplanacak çok iğrenilecek bir harekettir. Bir dönem Türk siyasetine damga vurmuş uzun yıllar devlet hizmetinde önem arz eden görevler yapmış merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in günümüze kapak olacak veciz bir sözü vardır. “ Barışmasını bilmeyen kavga etmesin” derdi. Yakın çevresine konunun derinliği yerine esas konumuza gelelim gerçekten yöneticilerimizin gençlerimizin yarınlarına ışık tutacak sanat denilen olguyu onların gündemine taşımak için mutlaka Burdur’a bir sanat galerisi yapılması talebimdir.
Bizim okullarımız da Namık Kemal tarafından kaleme alınmış “Vatan yahut Silistre” Adalı Halil” gibi bir çok piyes sahnelenir. Bunu öğretmenlerimiz ve bizden büyük ağabeylerimiz oynarken, bizlere de oyun içinde küçük roller verilir. Oynarken kendi öz güvenimizi kazandığımızın farkına varırdık. Hayata atılan her genç bu şekilde kendisini anlatma yeteneğine sahip karşısındaki muhatabına ne istediğini talebini belirtme cesaretliliğini kolayca ifade edebilirdi. Sanatın elbette insana kazandırdığı beceri ve kolaylık bununla sınırlı değildir. Bazen bu kendisinin uğraşı olarak uzun yıllar devam edecek uğraşı olabilir.