Burdur yıllardır kurum ve kuruluşları hatta sivil toplum kuruluşlarıyla turizm olgusunu tartışır soruna çözüm arama yollarını denemektedir. Bu konuda ne yazık ki bir arpa boyu yol alamadı. Nedeni yine kendisinde gizli olduğunu bütün devlet kurumlarının ve hatta yöre turizmine yön verenlerin bildiğini sanıyorum. Öyle ki daha Burdur dışarıdan gelecek olan yabancı ve yerli bir çok insanına nasıl ve hangi kurumlarıyla hizmet vereceğinin planlamasını dahi yapamadı.
Her platformda gazeteciler ve üniversite bünyesindeki akademisyenler ile tartışıyoruz. Hatta bu konu üzerine çok kafa yorduğumuz dönemler oldu. Dönemin valilerinden biri Burdur’un ve yörenin tanıtımına kamu görevlilerine yabancı dil kursu açtırdı. Başarılı oldular mı bilmiyorum. Ancak Burdur Kültür ve Turizm Müdürlüğü bünyesinde sadece Fransızca bilen bir görevlisinin bulunduğunu biliyorum. Onun ötesinde Burdur da iç ve dış turizm konusunda daha pazarlama yapacak bir acente bile olmadığı bilinmektedir.
Bazı gazeteci dostlarımın dediği gibi benim lakabım muhalefet yani herkesin yaptığı gibi benim nabza göre şerbet vermediğim bilinmektedir. Eh gazeteci olarak benim özelliğim. Sen Burdur’u sevmiyor musun diye sorsalar benim cevabım birilerinin hoşuna gitsin diye böyle bir araştırma yapmadım yapamam da çünkü bu ikiyüzlülük olur. Öte yandan turizm gibi bir olgunun altyapısı olmadan oldubitti maşallah demenin sorunu çözmeyeceğini biliyorum. Batı Akdeniz Bölgesinin Yayla turizmine hatta antik kentleri ve Tümülüsleri ile bilinen Burdur da Batı Akdeniz Mutfağını en iyi özellikleri ile yaşayabilirsiniz. Ancak konaklamadan ağırlamaya kadar bütün eksikliklerin tamamlanmasından sonra bunu pazarlayacak işletmelerin kurulmasının ardından.
Burdur’un turizm ve tanıtım da başarılı olacağı ve kolay çözümleneceği yılları ne yazık ki geride bıraktık. Burdur bir zamanlar yurt dışı döviz bedelli gurbetçilerin kısa dönem askerlik görevini yaptığı 81 il içinde tek yerdi. Ama bütün şehir sadece onların üzerinden ticaret yapma yarışına girdiği için bir gün denizin bitip karanın görüneceğini hesaplayamadı. Dünya’nın farklı ülkelerin de görev yapan çalışan bu insanların her birinin turizm elçisi olmasını planlayamadı. Bu neden ile sadece akan su misali bu insanların gelme ve gitme dönemlerini takip etmekle günü geçirdi.
Bir dönem TRT de önemli yapımlara imza atan prodüktörlerden Nazmi KAL, benim kendisine yaptığım davet üzerine Burdur’a geldi. Dönemin Burdur valisi ile kendisini görüştürdüm. daha sonra da Burdur’un Kültürel, Doğal ve Antik kentleriyle ilgili bir CD yapılması kararı alındı. Bize verilen planlama üzerine Nazmi bey çalışmalara başladı. Ancak bir müddet sonra bana, Valilik Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü tarafından vali beyi öven bir haber yapmam istendi. Kendisine böyle bir haberin kolaylık olduğunu ve yararından çok zararının olacağını ifade ederek konuyu uzatmadan çalıştığım gazetenin de bilgisi dahilinde yerine getirmedim. Ama adeta gizli bir el tarafından projenin yapılmayacağı taraflara bildirildi. Bu gün halen tam olarak Burdur’un ise elinde turizm materyali olarak kullanacağı tanıtım CD’si bulunmamaktadır.
Emitt Fuarına veya uluslar arası başka fuarlara gider Burdur’un tanıtımını yaparsınız bunun ise profesyonel bir firma tarafından yapılmaması halinde kendimiz çalar kendimiz oynarız. Bugün Burdur İl Kültür ve Turizm Müdürü’nün olmadığı bir dönemi yaşıyoruz elbette ki devlet boşluk götürmez bu görevi bir şekilde kurum içinden birileri yapmalıdır ve yapacaktır. Ama her zaman olduğu gibi vekiller asillerin görevlerini yerine getirecektir diyerek konuyu bitirmek istiyorum