Ülkemizin çimentosu sayılan önemli bir günü 12 gün sonra kutlayacağız.
Ulusça kutlayacağımız bu gün geçmiş yıllarda olduğu gibi protokol düzeyinde bir oldu bitti ile sıradan bir tatil anlayışı ile geçiştirilmesin.
Sokaklarımız, evlerimiz, hatta esnaf dükkanlarının her yanı bayraklarla donatsın. Tıpkı bir gül bahçesi gibi rengini şehitlerimizin kanından alan al kırmızı renklerle süslensin, çocuklarımız okullarından birey olarak coşku içinde kutlamaların yapılacağı meydanları cıvıltıları ile doldursun
Memleketimin türküleri söylensin sokaklarda dosta güven düşmana korku vermesi için
Sabahın erken saatleri demeden insanımız en güzel elbiselerini giysin. Boyalı ayakkabıları ile gelsinler bayram yerine herkes birbirine Cumhuriyetimizin kuruluşunun 95 yıl dönümünün ulusumuza, milletin bütün fertlerine kutlu olmasını haykırsın. Bu gün Suriye de yarın ülkemizin güvenliği ve insanlığa kötü emeller besleyen mihrakların bertaraf edilmesi için göğsünü siper edecek ulusal güvenliğimiz adına kahraman Türk Askerlerine de moral olacaktır.
Haydi Burdur sen bunu başarırsın, Cumhuriyetin kurulduğu günün 95 yılı tatil edilmesinin amacı dinlenmek için verilen bir izin değildir. Size milli bayramımızı kutlamak için verilen bir görevdir.
Askerlerimizin ve görevli gurupların bir düzen içinde resmi geçidi ve kısa süreli bir resmi kutlama bize 95 yıl önce kahramanlarımız tarafından bedeli kan ve gazilik olarak hediye edilen bir bayramı mutlaka coşku içinde kutlamalıyız.
Cumhuriyet Bayramı adına düzenlenen resepsiyonlarda dargınlıkların ve bütün ayrılık sebebi sayılan davranışların unutulması gerektiğini bize verilen görevler gereği unutmalıyız.
Gazetelerimizin sayfaları gül tarlası gibi coşkunun ve Cumhuriyetimizin bizlere hediye ettiği eserler ile Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve Arkadaşlarının kazandığı zaferlerin günümüz insanına hatırlatılmasıyla dolu olarak okuyucularına ulaştırılmalıdır.
Haydi Burdur başarırsın sen bunu inanıyorum.