Her sabah erkenden kalkar. Isparta Rumlarından Sabuncuoğlu Yani’ den bahsediyorum. Elinde gaz bardağı (testi) olduğu halde Isparta’nın gözde iki caddesi, birkaç sokağımda bulunan sokak aydınlatma lambalarına gaz takviye eder. Sokak aydınlanması gaz lambaları kapaklı bir fanus içindedir ve yüksektedir. Rum Yani bu yükseklikteki gaz lambalarına ulaşabilmek için sırtında hiç yorulmadan taşıdığı bir ağaç merdiven vardır. Yedeğinde ise eşeği Tulu eşlik eder. Tuli’ nin heybesinde ise eski bezlerle kırılmaması için muhafaza edilmiş testiler içinde Suriye’den gelme lamba gazları vardır.
Belediye Başkanı Süldürzade Nadir Efendi Hacılarlı Yörük kervancıların yirmi devesini Peygamberler diyarı Şanlıurfa’ya gönderir. Yirmi Okka litrelik Uluborlu yapımı kalın teneke bidonlarla hiç olmazsa camilere hizalanmış, bazı sokak ve caddelerin kış aydınlatması için gaz getirtir. Sokak gaz lambalarının gazları her iki günde yenilenir. Hiç olmazsa vatandaşların çamur yığınlarına dalmamaları için önlem olurdu.
Gelen giden valilerin hiç biri medrese görevlilerinden çekindikleri için önerilen santralin yapımına sıcak bakmıyorlardı. İşte hep bu çilelerin sonu gelmişti. Nihayet Süldürzade nadir Efendi bir suyla çalışan bir elektrik santrali kurulması için yeni valiyi razı etmişti.
Bu zorlu işin de bir son gelmek üzere. Aylar sonra Belediye Başkanı Süldüroğlu Nadir Süldür’ ün öncülünde Romanya’ dan iki adet elektrik üreten, Dere Andık çağlayan suyu ile çalışan jeneratörü alınacak. Yavaş yavaş Sancak Isparta’sı ışıl-ışıl olacak. Bir öncü girişimdi.
1 Mart Cuma 1918 (1334) Cumartesi günü, hava güneşli. Isparta Mutasarrıf Valisi Haydar Bey ile Belediye Başkanı Süldürzade Nadir Süldür Efendi arasında bir tarihi anlaşma imzalanır.
Kavaklı (Abdi Paşa-Peygamber) Camii Cuma namazı çıkışında bulunan şadırvan yanındaki taş masa üzerine Medine emirliğince gönderilen hediyelere sarılı bohça örtü serilmiş. 1916’da Isparta belediyesinin gönderdiği bakır güğümlere doldurulmuş gül sularına karşılık Mekke Şerifi Emir Hüseyin’in gönderdiği el yazma Kur’an’ımız, yine Yüce peygamberimiz döneminde kullanılmış işlemeli bakır gül ibriği konmuş. Bir hayırlı iş için güzel bir görüntü idi Isparta için.
Mevlevi Dedesi Ali Dede Efendi taş masa etrafında yerini almış. Nüfuslu halktan Tütüncüzade Mehmet Ali Efendi ile Çallızade Mustafa Necip, Ciğerzade Hacı Mustafa Ağa, Hamamcızade Ethem Ağa, Mutasarrıf Vali Haydar Bey, Pabuççu Şatıroğlu Hasan Hüseyin, Mavi Oğlu Osman ve Kaçkınzade Ahmet Efendiye ilk sıradalardı taş masa etrafında.
İkinci safta ise Psidya (Isparta) Metropoliti Yerasimos Çenelidis, Rum ve Acem (Ermeni) cemaatlerinden nüfuslu tüccarlardan Yordan oğlu Yani, Agop oğlu Kasti, Uncu Vasili, İlyaz oğlu Durmuş ile çok sayıda avlu içinde halk ile avlu dışında mezarlıklar içinde yüzlerce insan duruyordu. Müslim medreselerinden hiçbir temsilci (hoca) yoktu. Isparta’ya ilk defa elektrik gelmesini istemiyorlar, protesto ediyorlardı. Isparta’nın çağdaş, medeni dünyada yerini alması için mum ışığından çağın fen buluşu elektriğe geçişte sorumlu Müslim Medrese görevlilerinin karşı duruşları Sancak Isparta’sında üzüntü yaratmıştı. Her zaman bu duruş aynıydı!
Mutasarrıf Vali Haydar Bey dua etmesi için Ahi kasap Mevlevi Dedesi Ali Dede efendiye işaret eder. Kurulacak suyla çalışacak elektrik santralinde görev alacak Isparta acemlerinden Agob oğlu Kirkor Efendi, Rum cemaatinden Simyon oğlu Kastanti ile Romanya’ya kırk günlük kursa gönderilir. Müslüman bir hevesli elektrikçi medrese görevlilerinin baskılarından çekinerek heveslenmezler. “İlk defa halkın çağın tekniğinden yararlanması için Isparta Sancağı Elektrik İdaresi başkanlığına doğruluk ve ciddiyetiyle tanınmış bir zat olan, memleket ahvalini, halkın ruh yapısını iyi bilen hukukçu, belediye başkanı Nadir (Süldürzade) efendiye veriyorum” der.
Sancak Isparta’sında kurulacak elektrik üretim santrali ve şirketi ilanıyla birlikte dualardan sonra Hisar mahallesinde Süldürzadelerin konağı önündeki geniş boşlukta yer sofralarında yemek yenilecekti. Dualardan sonra Elektrik İdaresi kuruluş beratı ve Tuğ’ u Nadir Süldür efendiye Mutasarrıf vali tarafından verilir. Tellal Tatar Kamil ağa dua bitiminde halkı Süldürzadelerin konağı önüme davet eder.
Sancak Isparta halkı Cuma günü erken saatlerde şimdiki Tuhafiyeciler sitesi (o zaman Büyük Mezarlıktı) ile Kavaklı (Abdi Paşa-Peygamber) Camii arasındaki boşlukta birikmişler. Ellerinde eskinin aydınlatma araçlarından: mum, kandil, kavlı çakmak taşı ile bazılarının elinde o zamanın petrol lambası vardı. Yan taraftaki Sancak Isparta’sının Müslüman gayrimüslimleri halkının bayanları ellerinde çıra, Hititler döneminden kalma binlerce yıllık ülüklü (boyunlu) toprak kandiller vardı.
Eskiyle yeniyi kıyaslamışlar. Pek yakında Belediye Nadir Süldür beyin öncülüğünde elektrik üretim santrali kuruluşuna geçilecek. Sokaklar, evler cami ve kiliseler çağın icadı elektrik lambalarıyla aydınlanacak. Bunun sevinciyle Mutasarrıf Isparta Valisi’nin belediye Başkanı Nadir beye verdiği devlet yetkisiyle hayırlı bir işe girişilecek.
Belediye Başkanı Nadir Bey İslamköy yakınlarındaki Arap dağı bölgesindeki koyun, keçi sürülerinden yeteri kadar şehre getirtir. Umumi halka yemek verilir. Bu tören Sancak Isparta’sında bir bayrama dönüştü. Şehirde tüm Rum ve Acemlerin (Ermeni) yetimhane ve fakirhanelerine de yetecek sayıda pişirilmiş etler toprak kaplarla ulaştırılır.
Yine evlerinde yatalak durumda yaşayan Müslim ve Gayrımüslim hastalara da pişirilmiş et, pilav, helva ulaştırılır. Mevlevi dergâhında, diğer hanlarda kalan yolcu, esnaf türünden insanlara da yemek ulaştırılır. Mevlevi dedesi Ali Dede Efendi hatıralarında ibretlik notları da defterine işlemişler. Bazı medreselerde miskin (kendini soyutlamış) halde yaşamına devam edenlere de yemek ulaştırılır. Ancak elektriğin sancak Isparta’sına getirilmesine karşı çıkan medrese görevlileri söz konusu yemekleri dergâhlarına kabul etmezler, adeta protesto ederler. Günümüzde tam 105 yıl önce bu olaylar ne yazık ki yaşanır. Ve Isparta’mızda her türlü engellemelere rağmen medeniyetin ilk ışığı Nadir efendinin ilkleri sayesinde kavuşur.(Ali Dede (Aksu) Efendi’nin hatıralarını şahsıma yazmam için ulaştıran torunu rahmetlik Ali Mete Tanrıöver’e rahmetler diliyorum