1878’li yıllarda Isparta sokaklarının sevimli siması Nam-ı Diyar Deprem Şükrü’ dür. Yanında birkaç dakika duranlar zannederler ki Zelzele Şükrü zihinzel engellidir.Oysa Enderunda, şehzadelerle birlikte eğitim görmüş. Devrin Kdı efendilerin sohbetlerini dinlemiş aklı başında birisidir. Hüseyin Avni Paşa, 1872 tarihinde Isparta’ya sürgüne gönderdiğinde Paşa’ nın peşine takılıp Isparta’ya gelir. Kimsesi yoktur. Esas adı bilinmez. Ama H. Avni Paşa, soranlara Zelzele Şükrü’nün Bosna Hersek’li “devşirme” olduğunu söylemiş.
Geceleri İskender mahallesinde yer alan Mevlevî Dergâhı’ nda kalır. Gündüzleri ise Şimdiki Ticaret ve Sanayi Odası’nın arkasında yer alan Kasapbaşı sokağı, Ermeni hanı bölgesinde vaktini geçirir.
Genellikle esnaf dükkanlarında esnafın yanına gider. Esnafın ikram ettiği şerbet, ayran bazen de esnaf; somununu Zelzele Şükrü ile paylaşırdı.
Bir taraftan genellikle Isparta nüfusunun çoğunluğu fakirdir. Yine de varlıklı olanlar, yoksulların ana ihtiyaçlarını sağlamak suretiyle Islâmî denge, huzur sağlanıyordu. Deprem Şükrü’nün en önemli özelliğini açıklamadan önce kendi kendine üslendiği birinci görevi Isparta konaklarından aldığı gıda ve giyecek yardımlarını yoksulların evlerine götürmek olurdu.
1877’li yıllarda Osmanlı –Rus savaşı içindedir.
Ama Isparta halkı Müslüman’ıyla, Rumu’yla Ermenis’iyle birlik-beraberlik içinde gül gibi geçinip gidiyordu. Isparta sokakları açık birer okuldu. Saygı-sevgi güzelliği, insanlardaki güzel âhlak ve edebin Isparta sokaklarında görünür haldeydi.
Isparta evleri çoğunlukla. Ahşap evlerdi. Arnavut kaldırımlı sokakları at arabası ve kağnıların geçebileceği genişlikteydi. Zelzele Şükrü’nün izleri her bir taşda görülür. Sokakların kurulmuş bir saat gibi her gün yüksek duvarlarla çevrili, bahçe içinde gün görmüş evlerin kapısını çalar.
Hazırlarsa; yardımları alır, bacasına leyleklerin yuva yaptığı, duvarlarını mor salkımların kapladığı, cumbalarında rengârenk gül sarmaşıklı çiçeklerin süslediği tek veya iki katlı evlere gider. Zelzele Şükrü, oldukça Ispartalıların sevgisini kazanmıştı.
En fazla yardımda bulunan Isparta’nın varlıklı konakları olanlar: Abdullah Paşa, Katırcıoğlu
İbrahim, Hacı Ethemlerin Raşit Ağa, Hamamcıoğlu Hacı Halil Ağa, Katırcıların damadı Hacı Memiş oğlu Süleyman Ağa’ dır. Varlıklı Rumlardan: Hacı Todok, Şerefedinoğlu Panayot, Kostantin, Gök başoğlu Yanako ve Aleksandıros en çok yoksullara yardım elini uzatan Ispartalılardı.
Zelzele Şükrü 1877’de Eylül ayının ilk günlerinde yardım dağıtma işi bittikten sonra Isparta camilerinin önüne gelir. Kafasındaki takkeyi eline alır sallar. Ağdalı Osmanlı Türkçesiyle bağırır:
“Ey cematî Müslimin dinleyin!. Yakında Isparta da zelzele olacak” der. Kendisini deli zanneden cami cemaati kapılarından dışarıya çıkarlarken: “Allah’ ım şu kul’ una güç ver, akıl ver” derlerdi.
Olan olur.4 Eylül 1877 günü Isparta da şiddetli ve can -mal kayıplı deprem olur. Isparta havalisinde üstü topraklı evlerin yarıdan fazlası, cami, han, değirmenleri yıkılmış.
Zelzele Şükrü, Ispartalıların gözdesi olmuştu.
Osmanlı Devleti'nin uzun ömürlü oluşu, toplumun huzur ve barışıyla doğrudan irtibatlıdır. Osmanlı Isparta’sı böyleymiş. Bu sırları keşfetmek gerekir. İnsana saygı medeniyeti de diyebileceğimiz, Osmanlı’nın aile, toplum ve mahalle hayatındaki güzellikleri Yüce Dinimizin emirlerindendir. Yazımı okurken bugün neleri kaybettiğimizi daha iyi anlayabileceğiniz inancındayım. Önerim, hiç olmazsa elimizde kalanları muhafaza adına bir gayret uyandırabiliriz.
Belgesel araşt: Bayram AYGÜN: Konya Mevlâna Müze. Hazine-i Evrak Arşiv (KMMA)Zatf No:64-69 Belge 12-28