Bayram öncesinde kurumlarda açığa alınanlar ve görevden uzaklaştırılan kamu personeli ile ilgili Burdur valiliği tarafından şekillenen listeler yayınlandı. İlimiz Kamu kurumları ve kamu personeli açısından tam bir felaket senaryosu duruma bakıldığında Milli Eğitim Müdürlüğü 330 personeli hakkında işlem yapmış 4 kişi göreve iade edildiği belirtiliyor. Emniyet Müdürlüğü ikinci sırada yer alıyor diğer kurumlarda açığa alınan ve görevine son verilenler ise nerede ise bu sayının onda biri yada yok denilecek kadar bir seviyenin altında bulunmaktadır.
Burdur Milli Eğitim Müdürlüğü’nde açığa alınan veya görevden uzaklaştırılan bu insanlar neyle suçlandığını veya suçlarının ne olduğunu bilmemektedirler. Suçları ne olursa olsun gerek 657 sayılı devlet memurları kanunu gerek adalet sistemimiz de karşılıkları bulunmaktadır. Yani suçluların cezası savcıların hazırlayacaklarını bildiğimiz dosyalar üzerinden hakimlerin kararlarına bağlıdır. Mahkemelerde ise suçlunun suçu alenen yüzüne hakim tarafından okunarak savunması istenir.
Ülkemiz de 15 Temmuz günü gecesi bir kalkışma (Darbe) gerçekleştirilmiştir ama bu darbe girişiminin ağa babaları dururken alt kademe tabir edilen kişileri kurumu ve görevi bilinen kişileri hakkında işlem yapılmış yıllardır bahse konu kişi ile yani elebaşı ve ağababaları ile televizyonlarda kendini temize çıkartmak için salyalarını akıtarak anlatmakta hatta kendince başkalarını suçlayabilmektedir. Ben gazetesine bu güne kadar suç veya suçluyu savunan hiçbir cümle veya haber yazmadım.
Burdur Milli Eğitim Müdürlüğü veya bir kurum hakkında gerçek belge veya bilgi olmadan habere konu yapmadım. Ancak görevden alınan birçok eğitim neferinin suçlarına bir göz atmak isterim. Öğretmen sendikasına üye olmak veya ilgili kişi veya yandaşlarının açtığı okullara çocuklarını göndermeleri veya bu kişinin basın kuruluşlarından gazete ve dergi alanlar. Yahu arkadaş 17-25 Aralık baz alınarak bu insanlar suçlanmak istenmektedir. Peki o güne kadar bu kişiler veya kurumları niye mahkemelere çıkartılmadı. Neden sendika veya okulları kapatılmadı.
Burdur Milli Eğitim Müdürlüğü veya diğer kurumlardan açığa alınanlar ile görevi terk ettirilenlerden biri tıpkı ‘Ergenekon-Balyoz’ gibi kumpaslarda olduğu gibi bu insanlar onuruna yediremeyerek intihar ederse veya aile bütünlüğü dağılır bundan psikolojik olarak zarar görürse bunun vicdani olarak bedelini kim nasıl ödeyecek. Bu insanlar mesleğine geri döndüğü zaman nasıl bir hali ruhiye ile görevlerini ve sorumlu oldukları topluma hizmet edebilecekler. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır.
Bu ülkede 15 Temmuz gecesi halkın büyük bölümü geçit vermedi. Kötü senaryo denemesi bir ihtilali milletçe atlattık. Ama istenmese de gerçekleşmiş olsa millet olarak bizleri elbette daha kötü günler bekliyordu hatta dış güçlerin daha kolay bir müdahalesi de bekliyor olabilirdi. Bu kurumların listelerinin tekrar elden geçirip suçlunun yanında suçsuzun yanmaması gerektiğine olan inancımdır. Kimse kendi menfaati gereği şeytan’ın avukatlığını yapmaması dileğiyle