- Süleyman Demirel Başbakan.
‘Gereği Düşünüldü’ isimli bir müzikal oynuyoruz.
Yer yerinden oynuyor.
İnanılmaz ilgi görüyor.
Yenikapı'daki Hürriyet çadırında
günde 3.500 kişiye oynuyoruz.
Sert bir kış, çok kar yağdı.
Çadırın bir kısmı çöktü.
Oyunlar durdu.
Çadırı onarıp yeniden başlamam lazım.!
Ancak para gerekiyor.
Kredileri de bankalar
bu kadar kolay vermiyor.’
Başbakan Süleyman Demirel'den randevu aldım.
Kendisiyle Başbakanlık konutunda buluştuk.
Durumu anlattım.
Yardımcı olun da
bir bankadan kredi çekeyim’ dedim.!
Dedi ki, ‘Kredi çekersen ezilirsin, üzülürsün.
Müsaade edersen
bu parayı sana ben ödeyeyim.
Geri vermene de gerek yok.’
Telefonu kaldırdı, Kalem-i Mahsus Müdürü'ne
‘Bana çek defterimi getir’ dedi.
Söz konusu paranın miktarı,
o günkü 1 trilyon, ( bu günün 1 milyonu) civarında İdi.
Süleyman Bey'le karşılıklı oturuyoruz.
Çaylarımızı yudumluyoruz ve çek defterinin gelmesini bekliyoruz.
Ben düşünüyorum.!
Ve kararımı verdim Süleyman Demirel'e dedim ki,;
‘Eğer darılmazsanız
ben bu parayı sizden alamam.
"Neden?’ dedi.
‘Ben sizinle aynı görüşte değilim. Üstelik böyle bir para sizi eleştirmeme mani olur..!
Demirel bana,
‘Bugüne kadar oynadın.
Beni yerin dibine soktun beni,
sana mani mi olduk?
Al parayı git gene oyna’ dedi.
Nezaketine teşekkür ettim.
Parayı almadan Başbakanlık konutunu terk ettim.
Kardeşi Hacı Ali Demirel'i
arayıp bu davranışımdan ötürü,
bana hayran kaldığını belirtmiş.
Daha sonraki yıllarda eşi Nazmiye
Hanım'la gelip bütün oyunlarımızı seyretti.
Açtığım tiyatroların açılışlarını yapıp, kurdelesini kesti.
Farklı bir hoşgörüye sahipti.
Birkaç kez hastalanıp hastaneye yattım.
Beni ilk arayan o oldu.
Oynadıklarım, ona karşı
eleştirilerim nedeniyle ne bana
dokundu ne de yasaklama getirdi.
Dahası Cumhurbaşkanıyken,
‘Olacak O Kadar’ programı için ‘Türkiye'nin gerçeklerini yansıttı ve ülke gündemine katkı
sağladı’ diyerek beni
‘Devlet Sanatçısı’ yaptı.
Sözün Özü.;
İnsanlar birbirlerine, fikirlerine,
düşüncelerine karşı olsa da sanatta birleşebilirler
ALINTI