Olayın gerçek yönünü bilmeyen hadsizler siyaset yapıyoruz çarpıtması ile bel altı politika anlayışı ile Türk milletinin kafasını karıştırmak ve bu konudaki çirkin emellerine ulaşmayı hak saymaktadırlar. Tarihin af etmeyeceğini her platform da tekrarlayan bilim adamları ve görevlerinin ise bilincinde olmalarına rağmen susmaları ne anlama gelmektedir. İlk Pontus cemiyetinin Trabzon ile yakından ve uzaktan alakasının olmadığının farkında değiller. Amaçları İstanbul da 23 Haziran 2019 günü tekrarlanacak olan “Büyük Şehir” Belediye seçimlerinin ötesine geçmektedir. Bu seçimlerde başarı elde edeceklerini ve siyaset yapma anlayışlarının ürünü olduğu bilinmektedir
İşte size tarihi belgelerden derlenen gerçek bilgileri gündeminize getirerek gerçeğin altını çizmek istiyorum. “ilk Pontus Cemiyeti ise 1904 yıllarında Merzifon Amerikan Kolejinde gizli olarak kurulmuştur.3 O tarihte Merzifon Amerikan Kolejinde Rumlar biri Rum İrfanperver Kulübü, diğeri Pontus Kulübü adıyla iki kulüp kurmuşlar ve daha sonra buna bir de musiki kısmı eklenerek Pontus Cemiyeti adı altında bir dernek meydana getirmişlerdir. Bu ilk gizli dernek Samsun, Merzifon, Trabzon, Gümüşhane, Amasya, Giresun, Ordu gibi şehirlerde yapılacak büyük ve geniş teşkilatın bir temeli niteliğindedir.4
Bu cemiyetin iç yüzü 16 Şubat 1921de Merzifon Amerikan Kolejine yapılan ani bir baskın sonucunda ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca kolejin Amerikalı yönetiminin ele geçen evrakında; İslam ve Osmanlı Devleti, Hıristiyanlığın en büyük engeli ve düşmanı olarak gösterilmekte, Rum ve Ermeni çocuklarını din ve devlet düşmanı olarak eğitirken, amaçları anlaşılmasın diye birkaç Müslüman çocuğa yaptıkları yardımı büyük günah saydıkları ve bunun için Hz. İsadan af diledikleri belirtilmekteydi. Ayrılıkçı Rumlar İkinci Meşrutiyetle birlikte Yunanistan ile bölgenin tütünleri ve misyonerlik faaliyetleri ile ilgilenen Amerika Birleşik Devletlerinin teşvik ve himayesinde daha geniş çapta örgütlenmişlerdir. Trabzonda Pontus Muavenet Cemiyeti, Samsunda Muhacirin Cemiyeti, Amasyada Mukaddes Anadolu Rum Cemiyeti, Samsunda Teceddüd ve İhya Cemiyeti ve Fatsa, İnebolu, Kayseri, Kırşehir, Havza, Bafra, Sinop, Ürgüp, Tokat ve Çarşamba şubeleri bulunan Müdafaa-i Meşruta Cemiyetini kurmuşlardır Trabzondaki ayrılıkçı Rum hareketi, özellikle Rus işgali sırasında açığa çıkmıştı. Ancak, Bolşeviklerin Kafkasyayı işgalleri üzerine dağılmak zorunda kalmış, geriye kalanlar Türk topraklarına geçerek içteki çetelerin komutasını üzerlerine almışlardı. Rusyadaki faaliyetler daha sonra Batumda Pontus Millî Meclisinin kurulmasıyla sonuçlanmıştı. Rusların çekilmek zorunda kalmaları ve bölgede Türk egemenliğinin yeniden kurulmasıyla gizli kabuğuna çekilen ayrılıkçı Rumlar, eski gizli çalışma usullerine dönmüşler; kilise, okul, ticarethane ve kulüplerde faaliyetlerini sürdürmüşlerdi.
Bu gün İstanbul büyük şehir seçimlerinin tekrarlanması ve yeniden bir seçimin gündemde olduğu şu günlerde kabuk bağlamış bir yarayı kanatarak Giresun ile Trabzon arasında bir kavgayı tekrarı kimseye kazanç ve fayda sağlamayacaktır. Bu nedenle Giresun AK Parti Milletvekili olan şahsın Atatürk’ün uzun süre yanında bulunan ve Karadeniz bölgesindeki Rum ve Ermeni çetelerinin faaliyetlerine izin vermeyen daha sonra da Giresun yöresinden kurduğu birlikler ile Kurtuluş savaşı ve İstiklal savaşları sırasında ise önemli yararlılıklar sağlayan bir vatanperverdir. Atatürk’ün muhafız alay komutanı olan topal Osman bu görevi sırasında talihsiz bir olay yaşanmıştır. Ankara’daki Meclis görüşmeleri bu gün ki gibi sert sözlerin sarf edildiği tartışmalar ile geçmektedir. Bilindiği üzere, Birinci Mecliste iki grup vardı. Birinci Grubun
Bilindiği üzere, Birinci Mecliste iki grup vardı. Birinci Grubun lideri Selanikli M. Kemal, Ikinci Grubun lideri ise Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey idi. Mecliste meydana gelen sert üslup ve tartışmalar topal Osman ve muhafız alayındaki bazı gurupları rahatsız etmiş olacak ki çok geçmeden Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Beyin ortadan kaybolduğu dönemin başbakanına aktarılır çok geçmeden eldeki deliller ışığın da Ali Şükrü Beyin cinayete kurban gittiği anlaşıldığından Muhafız alayı komutanı Topal Osman sanık olarak getirilerek meclis bahçesinde darağacında asılarak hayatına son verilir