Türkiye’nin en gerilimli günleri polis teşkilatı ikiye bölünmüş, 1970 yılının ortaları sokaklar yangın yeri nerede ise her gün istisnasız bir gencimiz veya insanımız hayatını kaybediyor. Isparta da Gönen ilçesi doğumlu bir öğretmen bilinmeyen bir nedenle Isparta Davraz, mahallesinde güya sağcılar tarafından dövülerek öldürülmüş ertesi günü cenaze solcu oldukları ifade edilen guruplar tarafından Isparta’nın Mimar Sinan caddesindeki Cami olan “Mimar Sinan Cami” önüne getirildi.
Yazımın başında da dediğim gibi asayişini sağlayacak kolluk kuvveti olan polis iki ayrı fraksiyon olarak Pol-bir ve Pol-der olarak iki ayrı görüş olarak görev yapmaktadırlar. Polis amirlerinin zor günleri ancak yine de polis solcu olarsa sağcıları içeri tıkmak için, polis sağcı olursa solcu gurupları içeri tıkmak onları gözaltına almak için gayret göstermektedir. Ancak dönemin savcıları ve hakimleri delil yetersizliği göz önüne alarak “Adalet” kavramını en iyi şekilde yerine getirmek için çaba gösteriyorlardı.
İşte tam da ülke yangın yeriydi. Bu gün ki siyasetçiler beka meselesinden bahsetmektedir. Günlerden Cuma ve bir gün önceden bir hiç yüzünden katledilen öğretmenin cenazesi musalla taşının üzerinde yerine konulmuş solcu guruplar ise caminin dışında cemaatin namazı bitirmesi ve cenaze namazının kılınmasını beklemektedirler. Nereden çıktığı belli olmayan bir polis aracı cami önünde Cuma namazı kılan cemaatin çıkmasını bekleyen solcu gençlerin bulunduğu yöne doğru aracı hızla sürdü. Aracın ise üzerlerine doğru geldiğini gören gurup dağılarak birkaç kişi caminin içene doğru kaçtılar.
Biz ise caddenin karşısında bulunan vakıf iş hanının üçüncü katında o zaman çalıştığımız kurum olan işletmenin bulunduğu pencere de aşağıda cami önündeki gurubun neler yapacağını seyrediyorduk. Polis aracının üzerlerine geldiğini gören gençlerin cami içerisine kaçmasının ardından cami imamının sesi cami “Hopörlerinden” duyuldu. Solcular camiyi bastılar. Der demez namazı bırakanlar sokakları doldurdular. Herkes solcu genç avına çıkmışlardı. İlk hedef CHP İl yönetiminin bulunduğu bina ve bu binanın camları oldu. Elbette bu arada iş yerlerine kaçan gençlerin bulunduğu yerlerin camları hedef alınarak o zaman adı Isparta oteli olan ve önündeki Kaymakkapı mağazalarının bulunduğu alan adeta muharebe meydanına dönmüş polis kışkırtılan kalabalığı kontrol edemez olmuştu.
Dönemin il yöneticileri 58 Tümen komutanlığından askeri destek istemişlerdi ki meydan askerlerin de gelmesi ile başka bir durum ile karşı karşıya kalmıştı. Askerlerin başındaki albay meydanda gurupların teskin edilmesi ve mala zararı önlemek için emirler yağdıran polis müdürünün yakasını tutarak polisini çek diye ser8t bir şekilde azarladı. Polisin çekilmesi ile birlikte askerler dipçiklediği saldırganları dağıttı sükunu sağladıktan sonra gerekli emniyet tedbirlerini alarak iki gün şehrin asayişini sağladı. Günümüz siyasileri halk yığınlarının neler yapabileceğini düşünmeden din, bayrak ve ezan üzerinden yapacakları konuşmalarda üsluplarına dikkat etmeleri en büyük arzumuzdur.