Özgür KARAKAYA
Köşe Yazarı
Özgür KARAKAYA
 

RADYO

“Aç bakalım şu radyoyu belki sevdiğin bir şey çalıyordur”. Oğuz Atay    Sen küçük kutu, tutun bana kaçalım. Ki taşırken seni evden gemiye, gemiden trene kırılmasın lambaların. Düşmanlarım hakkımda atıp tutarken yanındaydın hem yatağımın hem acımın. Onların zaferlerinden benim kulaklarımdan geçen, gece en son sen, sabah ilk ses sen Söz ver bana birden bire susmamak için Şiir: Bertolt Brecht    Radyonun ilk ismi telsizdir. Radyo kelimesi, Latince ışın demek olan Radius  kelimesinden gelmektedir.  Elektrik dalgalarının özelliğinden yararlanarak seslerin iletilmesi sistemine radyo denir.Elekromanyetik dalga alıcısıdır. Radyoyu Marconi icat etmiştir. Radyonun kendi icadı olduğunu iddia eden bir çok kişi ortaya çıkmıştır. Telsiz telegraf  patentine sahip olan Nikolai Tesla, Olive Lodge bu iddayı ortaya atanların başında gelmektedir.    Nikola Tesla ise 1898 yılında Madison Square Garden’da yapılan bir sergide, bir tekneyi uzaktan kontrol etmek için radyo sinyalleri teknolojisini kullandı.  Rus bilim adamı Alexander Stepanovich Popov ise radyo teknolojisini Rus bilim camiasına hitaben yaptığı bir gösteride kullandı .Popov,   yıldırım dedektörünü radyo alıcısına çevirdi ve  günümüzde bu gösterinin anılması için 7 Mayıs günü Rusya’da Radyo Günü olarak kabul edildi.  Radyonun tarihinde yer alan diğer bir kişi de Heinrich Rudolf Hertz’ tir.       Hertz 1887'de elektromanyetik dalgaları keşfetmeseydi bugün radyo ve televizyon gibi cihazlar hayatımızda olmayacaktı. Radyonun gelişmesine katkı sunan bir diğer bilim adamı ise İngiliz fizikçi J. A. Fleming'dir.Fleming geliştirmiş olduğu elektrotlu lamba radyonun büyük oranda gelişmesini sağladı.Radyonun seçicilik ve hasaslık faktörlerine göre kalitesini değerlendirmek mümkündür. İlk Radyo Yayını 1907 de Berlin ile Kopenhag arası bir söz iletiminde yapıldı.     1927’de Ankara Radyosu düzenli yayına başladığında  Türkiye’ de yalnızca 1178 radyo alıcısı vardı.  Radyonun yaygınlaşması ise 1955 yılında transistörlü alıcıların kullanımıyla başlamaktadır. Dünyada Radyoculuk özellikle de Radyo Haberciliği denince akıllara  ilk BBC gelmektedir. Voice of America (Amerika’nın Sesi), eskiden Moskova Radyosu ya da Pekin Radyosu gibi doğrudan devletin denetimi altında yayın yapan radyolar da resmi yayıncılık anlayışının simgeleri olmuştur.    Değiştirerek şarkı  dinleme de yer alır . Şarkı ayıklamayı da getirir. Başka bir işle uğraşırken de dinlenme özelliğine sahiptir.  Kitle iletişim aracıdır. Hiç  duymadığınız şarkıları ulaştırır. Kafa da dağıtır.  Televizyonun resimsizidir.  Ses-söz, müzik, efektlerle birlikte beynindeki düşünsel görüntülerle baş başa kalarak görüntüler çizmedir. Radyo meşgul edici değil, eşlik edendir. Radyo işgal edici değildir, Radyo öğreticidir.      Radyoda bin bir ses, bin bir müzikte yer alır. İki düğmesi vardır. Biri ses hacmini ayarlar, diğeri istasyonlar arasında gezinmek içindir. Gecelerde   huzurun da adı olur.   Uykusuz gecelere arkadaş   da olur. Sabahlara neşe saçandır.  Mutfakta eğlencedir. Uzun yolculuklara eşlik edendir.  Aşka çoşku katandır.   Zaman gelir onunla uyunur, onunla kalkarsınız. Yolculukların yoldaşı olur. Haberlerinde heyecan de yer alır.  Kişiye ruhunun  yayında olduğunu izlenemini veren aygıttır.   Yalınlığı da anlatır. Kişiseliği de getirir. Yalnızlığı   gideren de bir araçtır. Müzik kutusu işlevinde  kullanılabilen bir iletişim aracıdır.   Önemli bir haberleşme aracı özelliğini taşır. Radyo haberciliğinde zaman ve hız da önemlidir.     Kısa ve özdür haberler. Radyo gündelik olaylar konusunda da  fikir sahibi olmak isteyen dinleyicilere hemen ve doğrudan ulaştıran da bir araçtır.  Radyo kültürel ya da coğrafi sınırları tanımamaktadır.    Michael Kaye ve Andrew Poperwell’ de  radyo için şöyle demiştir: “Medya cinidir. Bütün kıtalar  içine alabilecek kadar büyüktür”. Radyoya bir eğitim ve kültür aracı olma işlevi de yüklenmiştir.     Düzeni sürdürmede önemli bir rol  verilmiştir. Radyo tiyatrosunu dinlediğimizde hayal kurarız o karakterleri zihnimizde oluşturur ve pozitif enerji ile dolarız.   Radyo tiyatrosunun en önemli özelliği o atmosferi  dinleyiciye yaşatmaktadır.      Televizyonda bunu görsel olarak yaratabilirsiniz, ama radyoda sadece ses ve efektlerle yapılmaktadır.Dinleyicinin hayal gücünü kullanmasına yardımcı olmak için  güçlü betimleme sözcükler  de yer alır. Arkası Yarın” programlarıyla eserler parçalara bölünerek  desteklenir. Bununla beraber  şiirin aktarımı içinde uygun  bir ortamdır. Görsel bir dikkat dağılması olmadığı için.     Radyo yayıncılığını  genel olarak iki başlık altında toplanabilir: Kamu hizmeti yayıncılığı ve ticari yayıncılık.   Kamu hizmeti yayıncılığı: Bilgilendirme, Eğitim yer almaktadır.  Seslerini duyuramayanlara da yönelik yayın da  yapılır. Kâr etme kaygısı  da yer almaz.Ticari yayıncılık: Eğlence üzerinedir.  Özel mülkiyet konusudur. Onlar için önemli olan mümkün olduğunca fazla dinlenerek reklam potansiyelini artırmayı  hedefler. Devlet desteği ya da çeşitli kamusal fonlar söz konusu değildir.   Radyo Program Türleri Amacına Göre Radyo Programları İse: Eğitim Programları, Kültür Programları, Drama Programları Müzik- Eğlence Programlarıdır.  Kapsama Alanlarına Göre Radyo Programları: Yerel Radyo Programları, Bölgesel Radyo Programlar, Ulusal Radyo Programlarıdır.    Radyo,  bilim tarihinin yaklaşık 100 yılında yer kaplar.  Kimilerine göre o   gavur icadıdır.  Hemen Hemen herkesin evinde bulunan ve sıklıkla dinlediğimiz bir teknolojik alettir. Televizyon gibi hala hayatımızda kendine yer bulan icatlardan biridir. Önemsenen bir araç olarak görülmeye  de devam edilmektedir.    Özgür Karakaya ozgur694@hotmail.com                                          
Ekleme Tarihi: 02 Nisan 2025 - Çarşamba

RADYO

“Aç bakalım şu radyoyu belki sevdiğin bir şey çalıyordur”. Oğuz Atay

 

 Sen küçük kutu, tutun bana kaçalım.

Ki taşırken seni evden gemiye, gemiden trene

kırılmasın lambaların.

Düşmanlarım hakkımda atıp tutarken yanındaydın

hem yatağımın hem acımın.

Onların zaferlerinden benim kulaklarımdan geçen,

gece en son sen, sabah ilk ses sen

Söz ver bana birden bire susmamak için

Şiir: Bertolt Brecht

 

 Radyonun ilk ismi telsizdir. Radyo kelimesi, Latince ışın demek olan Radius  kelimesinden gelmektedir.  Elektrik dalgalarının özelliğinden yararlanarak seslerin iletilmesi sistemine radyo denir.Elekromanyetik dalga alıcısıdır. Radyoyu Marconi icat etmiştir. Radyonun kendi icadı olduğunu iddia eden bir çok kişi ortaya çıkmıştır. Telsiz telegraf  patentine sahip olan Nikolai Tesla, Olive Lodge bu iddayı ortaya atanların başında gelmektedir.

 

 Nikola Tesla ise 1898 yılında Madison Square Garden’da yapılan bir sergide, bir tekneyi uzaktan kontrol etmek için radyo sinyalleri teknolojisini kullandı.  Rus bilim adamı Alexander Stepanovich Popov ise radyo teknolojisini Rus bilim camiasına hitaben yaptığı bir gösteride kullandı .Popov,   yıldırım dedektörünü radyo alıcısına çevirdi ve  günümüzde bu gösterinin anılması için 7 Mayıs günü Rusya’da Radyo Günü olarak kabul edildi.  Radyonun tarihinde yer alan diğer bir kişi de Heinrich Rudolf Hertz’ tir.  

 

 

Hertz 1887'de elektromanyetik dalgaları keşfetmeseydi bugün radyo ve televizyon gibi cihazlar hayatımızda olmayacaktı. Radyonun gelişmesine katkı sunan bir diğer bilim adamı ise İngiliz fizikçi J. A. Fleming'dir.Fleming geliştirmiş olduğu elektrotlu lamba radyonun büyük oranda gelişmesini sağladı.Radyonun seçicilik ve hasaslık faktörlerine göre kalitesini değerlendirmek mümkündür. İlk Radyo Yayını 1907 de Berlin ile Kopenhag arası bir söz iletiminde yapıldı.

 

  1927’de Ankara Radyosu düzenli yayına başladığında  Türkiye’ de yalnızca 1178 radyo alıcısı vardı.  Radyonun yaygınlaşması ise 1955 yılında transistörlü alıcıların kullanımıyla başlamaktadır. Dünyada Radyoculuk özellikle de Radyo Haberciliği denince akıllara  ilk BBC gelmektedir. Voice of America (Amerika’nın Sesi), eskiden Moskova Radyosu ya da Pekin Radyosu gibi doğrudan devletin denetimi altında yayın yapan radyolar da resmi yayıncılık anlayışının simgeleri olmuştur.

 

 Değiştirerek şarkı  dinleme de yer alır . Şarkı ayıklamayı da getirir. Başka bir işle uğraşırken de dinlenme özelliğine sahiptir.  Kitle iletişim aracıdır. Hiç  duymadığınız şarkıları ulaştırır. Kafa da dağıtır.  Televizyonun resimsizidir.  Ses-söz, müzik, efektlerle birlikte beynindeki düşünsel görüntülerle baş başa kalarak görüntüler çizmedir. Radyo meşgul edici değil, eşlik edendir. Radyo işgal edici değildir, Radyo öğreticidir.

 

 

 Radyoda bin bir ses, bin bir müzikte yer alır. İki düğmesi vardır. Biri ses hacmini ayarlar, diğeri istasyonlar arasında gezinmek içindir. Gecelerde   huzurun da adı olur.   Uykusuz gecelere arkadaş   da olur. Sabahlara neşe saçandır.  Mutfakta eğlencedir. Uzun yolculuklara eşlik edendir.  Aşka çoşku katandır.   Zaman gelir onunla uyunur, onunla kalkarsınız. Yolculukların yoldaşı olur. Haberlerinde heyecan de yer alır.  Kişiye ruhunun  yayında olduğunu izlenemini veren aygıttır.

 

Yalınlığı da anlatır. Kişiseliği de getirir. Yalnızlığı   gideren de bir araçtır. Müzik kutusu işlevinde  kullanılabilen bir iletişim aracıdır.   Önemli bir haberleşme aracı özelliğini taşır. Radyo haberciliğinde zaman ve hız da önemlidir. 

 

 Kısa ve özdür haberler. Radyo gündelik olaylar konusunda da  fikir sahibi olmak isteyen dinleyicilere hemen ve doğrudan ulaştıran da bir araçtır.  Radyo kültürel ya da coğrafi sınırları tanımamaktadır.

 

 Michael Kaye ve Andrew Poperwell’ de  radyo için şöyle demiştir: “Medya cinidir. Bütün kıtalar  içine alabilecek kadar büyüktür”. Radyoya bir eğitim ve kültür aracı olma işlevi de yüklenmiştir.

 

  Düzeni sürdürmede önemli bir rol  verilmiştir. Radyo tiyatrosunu dinlediğimizde hayal kurarız o karakterleri zihnimizde oluşturur ve pozitif enerji ile dolarız.   Radyo tiyatrosunun en önemli özelliği o atmosferi  dinleyiciye yaşatmaktadır.

 

   Televizyonda bunu görsel olarak yaratabilirsiniz, ama radyoda sadece ses ve efektlerle yapılmaktadır.Dinleyicinin hayal gücünü kullanmasına yardımcı olmak için  güçlü betimleme sözcükler  de yer alır. Arkası Yarın” programlarıyla eserler parçalara bölünerek  desteklenir. Bununla beraber  şiirin aktarımı içinde uygun  bir ortamdır. Görsel bir dikkat dağılması olmadığı için.

 

  Radyo yayıncılığını  genel olarak iki başlık altında toplanabilir: Kamu hizmeti yayıncılığı ve ticari yayıncılık.   Kamu hizmeti yayıncılığı: Bilgilendirme, Eğitim yer almaktadır.  Seslerini duyuramayanlara da yönelik yayın da  yapılır. Kâr etme kaygısı  da yer almaz.Ticari yayıncılık: Eğlence üzerinedir.  Özel mülkiyet konusudur. Onlar için önemli olan mümkün olduğunca fazla dinlenerek reklam potansiyelini artırmayı  hedefler. Devlet desteği ya da çeşitli kamusal fonlar söz konusu değildir.

 

Radyo Program Türleri Amacına Göre Radyo Programları İse: Eğitim Programları, Kültür Programları, Drama Programları Müzik- Eğlence Programlarıdır.  Kapsama Alanlarına Göre Radyo Programları: Yerel Radyo Programları, Bölgesel Radyo Programlar, Ulusal Radyo Programlarıdır.

 

 Radyo,  bilim tarihinin yaklaşık 100 yılında yer kaplar.  Kimilerine göre o   gavur icadıdır.  Hemen Hemen herkesin evinde bulunan ve sıklıkla dinlediğimiz bir teknolojik alettir. Televizyon gibi hala hayatımızda kendine yer bulan icatlardan biridir. Önemsenen bir araç olarak görülmeye  de devam edilmektedir. 

 

Özgür Karakaya

ozgur694@hotmail.com

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

02
Nisan
16
Mart
22
Şubat
02
Şubat
22
Ocak
19
Ocak
03
Ocak
18
Aralık
03
Aralık
15
Kasım
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.