Isparta basınından okumuşsunuzdur. Geçtiğimiz Salı günü: “Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüştü” haberini. AK Parti’nin: “Genişletilmiş İl Başkanları toplantısına çağrılmıştı başkan Başdeğirmen. Toplantı sonrası onca hengâmeye rağmen, elindeki notla fırsat kollayan Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen bir yolunu bulup Cumhurbaşkanı’ nın yanına yaklaşır.. Şahsı ve Isparta’mız adına selamını verir. Başkan Başdeğirmen’ in, Isparta’ nın selamını aldığı anda Cumhurbaşkanı’nın yüzünde daha belirgin bir tebessüm görülür. Binleri aşan kalabalığa rağmen, daha önce hazırladığı, eliyle tuttuğu kartviziti çıkarır. Cumhurbaşkanı’nın. “-Şükrü Bey buyurun” demesiyle birlikte kartviziti Cumhurbaşkanı’ na uzatır. Sayın Cumhurbaşkanı’ ndan Isparta’ mız için yedi projenin yine acil bitirilmesi için yardımcı olmasını ister. Cumhurbaşkanı eliyle özel kalem müdürünü işaret eder. Kartvizitteki projeleri tek tek özel kalem müdürüne sayarak, o anda burada bulunan Sayın ilgili bakanlarımıza bu bilgileri götürmesini söyler. Özel kalem müdürü az ilerde bulunan Sayın Balkanlar’ a yönelir. Tek tek kendilerinden Cumhurbaşkanı’nın Isparta’mızla ilgili projelerin buyruğunu söyler. Isparta Belediye Başkanı Sayın Başdeğirmen’ in kartvizitindeki Isparta’ mızla ilgili acil bitirilmesi gereken projelerin neler olduğunu Sayın Başkan Başdeğirmen kendileri yakın zamanda açıklarlar. Benim söz konusu acil bitirilmesi için Sayın Cumhurbaşkanı’mıza sunulan projelerin isimlerini açıklamam doğru olmaz. Ama bir tanesini Başkan beyin affına sığınarak söyleyeyim. Sadece bir tanesini! Birincisi Isparta Huzurevi projesidir. Türkiye’nin en modern Huzurevi projesidir. Hatta kapasitesinin de daha da artırılması konusunda Sayın Cumhurbaşkanı’mızın sözlü talimatlarının olduğunu da söylemem gerekir. Peki, ilginç olan iki husustan birisi başkan Başdeğirmen’ın; Isparta’mızla ilgili projelerin yapımı için Cumhurbaşkanı’mızdan arzda bulunmalarının özünde; bir Isparta sevgisinin yansımasıdır. Diğer ikinci hususta: Birkaç bini bulan, Türkiye’mizin tüm vilayetlerinden gelen belediye başkanları, vekiller, il başkanları, diğer parti bay, bayan yöneticilerine vardır salonda. Her biri Sayın Cumhurbaşkanı’ndan bir tek bile istekte bulunsalar bile görüşmeleri günleri bulur. İşte, “Isparta sevdalısı” olmanın farkı burada! Protokol kurallarına rağmen bir yolunu bulup Başkan Başdeğirmen’ in randevusuz Sayın Cumhurbaşkanı’ndan Isparta’nın hayrına olacak isteklerde bulunmasıdır. Herhalde bu durum Ispartalı’ nın sıra dışı olumlu marifetlerinden biridir diye düşünüyorum. Başkan Başdeğirmen’ın bu davranışın bir memleket, Isparta sevgisinden olduğunu söylememiz gerekmiyor mu? Bunu hatırlatmak biz eğitimcilerin görevi değil mi? Bu çabaların özünde, alışılmış protokol anlayışını bir anlık söz yerinde ise çiğneyerek Isparta’mızın aşı-işi için olduğunu bilemiz gerekir diyorum. Gençlerimize mutlu, refah dolu aydınlık yarınlara, parlak geleceğe doğru daha bir güvenle gitsinler diye bunlara katlanılıyor. Sıra dışı bir Belediye Başkanlığı görüntüsü veriyor Başkan Başdeğirmen. Hangi partili olursak olalım bu davranışlara alkış tutmalıyız. Söz konusu Isparta’mız olunca; el ele tutuşup güven içinde bu şehrimiz için yapılan hizmetlerin arkasında olmalıyız. Biz eğitimciler bu tür davranışlara için böyle düşünürüz. Bakışımız budur! Isparta’mız için sevgi, barış, huzur getirilirse; hizmetler gelince Isparta, Isparta olur. Isparta’mıza daha iyi, çabuk hizmetlerin gelmesi için protokolü bazen bir şeyleri göz önüne alarak sıra dışı da olsa yarmak gerekiyormuş. Başkan Mehmet Aybatılı’nın başkanlığı sırasında şehrimize yönelik kalıcı hizmetleri, şehir görüntüsünü, mimari tarzda güzel görünüm kazandırması Ispartalılarca dualarla yâd edilmekte. Başkan Ziya Günaydın’ dan kalan Ihlamur ağaçlarının kokusu Isparta’mıza kazandırdıkları başka bir hizmeti hatırlatır. Rahmetli başkan Hasan Balaman’ın otuz iki mahalleye spor sahasına kavuşturmaları Isparta’mızın geleceği için gençlerimizin umutlarını artırmıştır. Bu memleketi kim hizmet etmişse: “Allah razı olsun demek” boynumuzun borcu değil mi?