Bayram AYGÜN
Köşe Yazarı
Bayram AYGÜN
 

BUYURUN CENAZE NAMAZINA

Isparta sever saygıdeğer Sedat Karakoyun’ un Eğirdir Gölünün her geçen gün yok olduğuna ilişkin dikkatleri çekmişti. Önerilerini canıgönülden katılmaktayım. Ancak Eğirdir Göl’ümüz son çırpınışlarında. Bunu yetkililer anlasın artık! Ben de Barla’ nın, gölün karşısındaki Yenice (Yerce) köyündenim. Saygıdeğer hemşerimiz Miryokefalon savaşları araştırmacısı Ramazan Topraklı’ nın Miryo kefalan savaşıyla ilgili çeşitli haritalardan birisi de 1710’larda Osmanlı padişahı III. Mehmed Han döneminde Eğirdir gölünün iki parçalı olduğuna ait görüşü sunan sayın Ramazan Topraklı ’nın iddiasının doğruluğunu Atina, Selanik tarihçileri de kendi Vakayiname belgelerine dayalı doğrulamaktalar. Şahsıma yayınlama izni veren harita için teşekkür ederim. Bu konuda birkaç defa Yunanistan’a yaptığım Uluborlu, Isparta, diğer bölgemizden 1924’lerde giden Lozan mübadilleriyle (Göçmenleriyle) ilgili araştırmalarımda şahsıma benzer bilgiler verilmiş, ses kaydı ve fotoğraf çekmiştim. İşte Eğirdir gölü pek yakında 1420’ lerdeki ilk durumuna, iki ayrı bölünmüş göl veya gölcük haline dönüşeceği kesin. Peki kurtarılamaz mı? Tek çıkar yol Sütçüler Köprüçay suyunu motor gücüyle Eğirdir gölüne akıtmak. Göl çevresinde oturanların sulamaya dayalı meyve ve diğer tarımsal uğraşıya geçmiş olmaları. Bin dolayında yeraltı kuyuları açılmış. Baraj, gölet yapılarak göle gelen suyun önü kesilmiş. Ya da gölet yapılarak gölden su aktarılmış. “Köy, kasaba, İlçe atıkları göle boşaltılıyor” iddialarının söylemlerinin devam etmesi… Görüntü bu! Göl boğazından iple bağlanıp intihara itilmiş. Ziraat gübresi, ilaç atıkları nın buharı ile yüzeyi nefes alamayışından dolayı göl boğazlanmış, ölmek üzere! Çocuk halimle 1961’lerde göl çevresinde dakikalarca dönen pervaneli Amerikan uçağının sırrını bir yıl sonra (Amerikan kazığını) anlayabilmiştik. Uygun olmayan balık yavrularını göle atan Amerikalılar Eğirdir gölünün yok olmasını tetikleyenler oldular. Eylül 1961’de rahmetli Menderes’i astıran Amerika aynı tarihlerde Eğirdir gölüne dişli balık ya da göl levreği balık yavruları ile Göl’ün de idam fermanı verilmişti. Amerikan balığı adını alan dişli balık yavruları göl içinde dokuz türde lezzetli balıkların yavrularını hızla tüketip balık nesli Eğirdir gölünde yok olmaya başlamıştı. Söz yerinde ise: 1961 tarihi Eğirdir gölünün kimyasının bozulduğu tarih oldu. Selanik’te oturan Ispartalı Rum Torun Öğretmen, yazar Yunanistan’da yayınlanan kitabında yine Eğirdir gölünden bahsetmişler. Bayan yazar öğretmen Frosos Hatoglou'nun verdiği bilgiye göre: 1917’ lere kadar gölün durumunu bize anlatıyor. Şu anda Eğirdir gölü için onlarca kurtuluş reçetesi yazan insanlarımız elbette haklılar. Sadece bir yönüyle Eğirdir gölünün durumu 1917’lerde nasılmış, bir bakalım. Ispartalı Rum torun yazar şöyle diyor: “Spartalis (Ispartalı) Giannis Kiourktsoglou' dan bahsediliyor. (Ispartalı Rum torun) Kuzeydeki Horian Gölü'nde (Hoyran) balık tutma hakkını 4 yıllığına Türk devletinden kiraladı. Ancak gölü donduran hava koşulları onu başarısızlığa sürükledi. Bay Serafemidis, yılda iki kez büyük balık için bir müzayede yapıldığını hatırlıyor. (Müzayede: Artırma, ihale, satış) Balıkları gölün dar bir kısmında toplayıp kolayca yakaladılar. (İki gölü birleştiren boğaz.) Pek çok balık türü vardı: En sevdikleri kalın ve iri balık olan "sazani", fırında pirinçle veya bulgurla doldurarak ya da salamura (tuzlama) yaptılar. Çoğunlukla tuzlanarak yapılan "siraz baluk". Küçük ve ince "murin baluk", "tsichek baluk" = çiçek balığı, kısa, basık kafalı, daha nadirdi. "Kelten", "koulachlou", "erez baluk", "kavinia" (Çay balığı, çok yağlı). Bugün gölde sadece birkaç sazana ve karides kaldı. Bunun nedeni Türklerin diğer tüm balıklarını yiyen yavru levrek (dişli=Amerikan attılar Amerikalılar. Balikleri yeyip bitirdi. 1909'da İngiliz uzmanların dan oluşan bir komite, derinliğinin 36 metreye kadar olduğunu buldu… “diye devam ediyor. Oturduğu memleketinin tabiatına, ormanına, deresine, dağına, tarihi eserlerine, havasına, suyuna, toprağına, gölüne, içindeki kuşlarına, hayvanlarına, böceğine, güzelim görüntüsüne mavisine aynı insanlar, çevresinde oturanlar zarar veriyorsa; bu güzellikler elbette yok olacaktır. Devlet bir yere kadar korur. Gölü ve çevresindeki güzellikleri koruyacak olan bölge insanlarıdır. Yıllarca dışarıdan, içeriden Eğirdir gölüne zarar verdiler. Coğrafya kitaplarında çocuklarımıza derslerinde: Eğirdir gölünün şekli “fıstığa benziyor” derdik. Göl şimdi kuruyor. Böyle saldırılar devam ederse göl neye benzeyecek? Bunu da siz söyleyin! Gölün idamını hazırlayanlar, fıstığa benzeyen Göl’ün boğazına ip geçirenler yine gölün çevresinde oturanlar, gölün ekmeğini yiyenler değil de kimlerdir acaba? Son görevimiz: Eğirdir Göl’ünün cenaze namazına katılmaktır. B. AYGÜN  
Ekleme Tarihi: 14 Aralık 2020 - Pazartesi

BUYURUN CENAZE NAMAZINA

Isparta sever saygıdeğer Sedat Karakoyun’ un Eğirdir Gölünün her geçen gün yok olduğuna ilişkin dikkatleri çekmişti. Önerilerini canıgönülden katılmaktayım. Ancak Eğirdir Göl’ümüz son çırpınışlarında. Bunu yetkililer anlasın artık!

Ben de Barla’ nın, gölün karşısındaki Yenice (Yerce) köyündenim. Saygıdeğer hemşerimiz Miryokefalon savaşları araştırmacısı Ramazan Topraklı’ nın Miryo kefalan savaşıyla ilgili çeşitli haritalardan birisi de 1710’larda Osmanlı padişahı III. Mehmed Han döneminde Eğirdir gölünün iki parçalı olduğuna ait görüşü sunan sayın Ramazan Topraklı ’nın iddiasının doğruluğunu Atina, Selanik tarihçileri de kendi Vakayiname belgelerine dayalı doğrulamaktalar.

Şahsıma yayınlama izni veren harita için teşekkür ederim. Bu konuda birkaç defa Yunanistan’a yaptığım Uluborlu, Isparta, diğer bölgemizden 1924’lerde giden Lozan mübadilleriyle (Göçmenleriyle) ilgili araştırmalarımda şahsıma benzer bilgiler verilmiş, ses kaydı ve fotoğraf çekmiştim.

İşte Eğirdir gölü pek yakında 1420’ lerdeki ilk durumuna, iki ayrı bölünmüş göl veya gölcük haline dönüşeceği kesin.

Peki kurtarılamaz mı? Tek çıkar yol Sütçüler Köprüçay suyunu motor gücüyle Eğirdir gölüne akıtmak. Göl çevresinde oturanların sulamaya dayalı meyve ve diğer tarımsal uğraşıya geçmiş olmaları. Bin dolayında yeraltı kuyuları açılmış. Baraj, gölet yapılarak göle gelen suyun önü kesilmiş. Ya da gölet yapılarak gölden su aktarılmış.

“Köy, kasaba, İlçe atıkları göle boşaltılıyor” iddialarının söylemlerinin devam etmesi…

Görüntü bu! Göl boğazından iple bağlanıp intihara itilmiş. Ziraat gübresi, ilaç atıkları nın buharı ile yüzeyi nefes alamayışından dolayı göl boğazlanmış, ölmek üzere!

Çocuk halimle 1961’lerde göl çevresinde dakikalarca dönen pervaneli Amerikan uçağının sırrını bir yıl sonra (Amerikan kazığını) anlayabilmiştik. Uygun olmayan balık yavrularını göle atan Amerikalılar Eğirdir gölünün yok olmasını tetikleyenler oldular.

Eylül 1961’de rahmetli Menderes’i astıran Amerika aynı tarihlerde Eğirdir gölüne dişli balık ya da göl levreği balık yavruları ile Göl’ün de idam fermanı verilmişti. Amerikan balığı adını alan dişli balık yavruları göl içinde dokuz türde lezzetli balıkların yavrularını hızla tüketip balık nesli Eğirdir gölünde yok olmaya başlamıştı. Söz yerinde ise: 1961 tarihi Eğirdir gölünün kimyasının bozulduğu tarih oldu.

Selanik’te oturan Ispartalı Rum Torun Öğretmen, yazar Yunanistan’da yayınlanan kitabında yine Eğirdir gölünden bahsetmişler. Bayan yazar öğretmen Frosos Hatoglou'nun verdiği bilgiye göre: 1917’ lere kadar gölün durumunu bize anlatıyor.

Şu anda Eğirdir gölü için onlarca kurtuluş reçetesi yazan insanlarımız elbette haklılar. Sadece bir yönüyle Eğirdir gölünün durumu 1917’lerde nasılmış, bir bakalım.

Ispartalı Rum torun yazar şöyle diyor: “Spartalis (Ispartalı) Giannis Kiourktsoglou' dan bahsediliyor. (Ispartalı Rum torun) Kuzeydeki Horian Gölü'nde (Hoyran) balık tutma hakkını 4 yıllığına Türk devletinden kiraladı. Ancak gölü donduran hava koşulları onu başarısızlığa sürükledi. Bay Serafemidis, yılda iki kez büyük balık için bir müzayede yapıldığını hatırlıyor. (Müzayede: Artırma, ihale, satış)

Balıkları gölün dar bir kısmında toplayıp kolayca yakaladılar. (İki gölü birleştiren boğaz.) Pek çok balık türü vardı: En sevdikleri kalın ve iri balık olan "sazani", fırında pirinçle veya bulgurla doldurarak ya da salamura (tuzlama) yaptılar. Çoğunlukla tuzlanarak yapılan "siraz baluk". Küçük ve ince "murin baluk", "tsichek baluk" = çiçek balığı, kısa, basık kafalı, daha nadirdi. "Kelten", "koulachlou", "erez baluk", "kavinia" (Çay balığı, çok yağlı). Bugün gölde sadece birkaç sazana ve karides kaldı. Bunun nedeni Türklerin diğer tüm balıklarını yiyen yavru levrek (dişli=Amerikan attılar Amerikalılar. Balikleri yeyip bitirdi. 1909'da İngiliz uzmanların dan oluşan bir komite, derinliğinin 36 metreye kadar olduğunu buldu… “diye devam ediyor.

Oturduğu memleketinin tabiatına, ormanına, deresine, dağına, tarihi eserlerine, havasına, suyuna, toprağına, gölüne, içindeki kuşlarına, hayvanlarına, böceğine, güzelim görüntüsüne mavisine aynı insanlar, çevresinde oturanlar zarar veriyorsa; bu güzellikler elbette yok olacaktır.

Devlet bir yere kadar korur. Gölü ve çevresindeki güzellikleri koruyacak olan bölge insanlarıdır. Yıllarca dışarıdan, içeriden Eğirdir gölüne zarar verdiler.

Coğrafya kitaplarında çocuklarımıza derslerinde: Eğirdir gölünün şekli “fıstığa benziyor” derdik. Göl şimdi kuruyor. Böyle saldırılar devam ederse göl neye benzeyecek? Bunu da siz söyleyin! Gölün idamını hazırlayanlar, fıstığa benzeyen Göl’ün boğazına ip geçirenler yine gölün çevresinde oturanlar, gölün ekmeğini yiyenler değil de kimlerdir acaba? Son görevimiz: Eğirdir Göl’ünün cenaze namazına katılmaktır. B. AYGÜN

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.