Bu güne kadar Burdur Milli Eğitim Müdürlüğü, kurumlarından yada siyasetin kendi içindeki doğası gereği birçok bilgi gerek internet üzerinden kamuoyuna servis edildi. Ancak gazeteciliğin doğası gereği biz doğrulatamadığımız bilgileri yazmaktan adeta kaçındık. Bütün bunlara rağmen yasal olarak varlığı söz konusu olan sendikacılığın olması gereken mecrasında gitmediğini bir sendikanın yönetiminin diğer sendikalara bağlı üyelerini suçlamak veya üzerinde psikolojik baskı uygulayarak kendi yanlarına çekme gayretinde olduklarını nerede ise sağır sultan bile duymaktadır.
Ülkemiz de 15 Temmuz gecesi gerçekleştirilmeye çalışılan darbe kalkışması sonucu yaşanan kargaşa sonucunda başarısız bir tablo ortaya çıktı. Bu olayların sonucunda da birçok devlet kurumu yaşanılan olaylar sonucunda maddi zarara uğrarken vatandaşlar ise darbe yapmaya çalışanlara karşı gösterdikleri direnç sonucunda hayatlarını yitirdi. Polis, asker, memur ve asker görevlerinin başında hayatlarını kaybettiler. Ülkemizin büyük bir belanın kenarından döndüğünü söyleyebilirim.
Ülke genelinde etkili olan darbe kalkışması başarıya ulaşmış olsa idi nasıl bir felaket ile karşı karşıya geleceğimizi söylemek bile istemiyorum. Ancak kamu çalışanlarının üzerine çöreklenmiş bir felaketinde ayak seslerini duyar gibi oluyorum. Bütün kurum yetkililerinin geçmişte performans notu verdikleri, hatta taltif ederek ödüllendirdikleri kişileri şimdi açığa almak görevden el çektirmek ve meslekten men gibi birçok nedeni belli olmayan uygulamaları başlattıkları söylenmektedir. Eğer bir amir veya müdür bu insanları 15 Temmuz akşamına kadar tanıyorlar ve suç niteliklerini biliyorlarsa kanun önünde bu gün suç saydıkları bu kişiler hakkında neden işlem yapmadılar.
Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın dediği gibi bir istihbarat zafiyeti var. Ama bunların suçlusu 15 Temmuz akşamı’na kadar suç yada suçlarını devam eden kamu personelimi mi? Yoksa fırsat kollayan şimdi ise listeler oluşturarak birilerinin önüne atarak kendisi sanki suçsuz birisi imiş gibi davrananlar mı? Yada meydanlara gelerek oralarda ellerin de bayraklar ile salınanlar mı? Devletimizin üzerinde hassasiyetle duracağı suçsuzluğu kanıtlanıncaya karşı kimseyi suçlu saymamaktır. Yapılacak soruşturmalar bitirilinceye kadar kimse hakkında işlem yapılmamasıdır.
Haklarında işlem yapılan hele ki bir eğitim ordusunun mensubu ise devletimiz kurum ve kuruluşlarının daha da dikkatli olması gerekmez mi? Okulların yeni ders yılı kısa süre sonra başlayacaktır. Haklarında soruşturma veya başka nedenlerden dolayı nasıl bir işlem yapılırsa yapılsın bu insanlar görevlerinin başına demoralize olarak dönecek hatta süreç içinde yaşadıklarından dolayı ortaya çıkacak travma sonucunda verecekleri eğitimde etkin olamayacaklardır. Bütün bunların düşünülmesi gerekmez mi? Yapılan çalışmalarda hakkaniyet ölçüsünde bir şeyler yapıyoruz diye bu insanların tedirginliği birçok sorunu da beraberinde getirmeyecek mi?
Takdir kamuoyunun ama filler zücaciyeci dükkanına girmeden çözüm üretilmelidir ve bu sorunlar ve sebepleri ortadan kaldırılmalıdır.