Mustafa ARSLAN
Köşe Yazarı
Mustafa ARSLAN
 

GAZETECİLERİN 24 TEMMUZ BEKLENTİLERİ

Biz gazeteciler toplumun büyük bölümünün hasletleri arasında olan eskilerde ne olduğu gibi yorumlar yaparak mesleki hasletlerimizi ortaya koymaya çalışırız. Gerçekten ülke olarak ülke yaşamında eskiden neler olurdu neler yaşanılırdı. Bir film şeridi gibi gözlerimizin önünden bir senaryo gibi geçer gider ancak gazeteci olarak sadece eskiyi hatırlamanın ötesine geçemeyiz. Ama yine de hatıralarımız içinhde dün ile bugün arasında gelgitlerden öteye geçemeyiz. Onu bir alışkanlık içerisinde tekrarlar dururuz. Eskiden ne oldu da bu kadar eskiye özlem duyuyorsun diyenler çıkabilir. Eskiden okur yazar sayısı sınırlı olsa bile gazete okuyucusu bu günün çok üstünde günlük gazetelerin birçoğunu belli bir saatten sonra gazete bayilerinde bulamazdınız. Hatta saatlerce haberleri takip için gazete bayilerini dolaşarak okuduğunuz bir gazeteyi aramak zorunda kalırdınız. Elbette bu kısır döngünün şartlarından buru da haber alma kanallarının teknolojinin gelişmesi ile ona ulaşmak kolaylaştı. Ancak tıpkı matbaanın ülkemize 300 yıl sonra gelmesi gibi devletimizin bazı kanalları tarafından günceli yakalamamak için engellemeler sergilenmektedir. Gazeteci bir meslek adamı olmaktan başka anlayışlara yerini bıraktı. Adeta Osmanlı’daki gibi saray katipleri tarafından kendisine dayatılan, hatta sağından solundan terbiyelenmiş şekil de metinler gazetelerin idarehanelerine paslanmaktadır. Bazen de gazeteci kendi inisiyatifi ile bir haber kaleme alsa bu sefer de devreye bu haberi kaldır emri verilmektedir. Diyebilirsiniz bu çağda böyle bir anlayışın hakim olması neyin nesi anlamında mırıldansanız bile bu kez de birileri tarafından parmak sallama ameliyesi başlamaktadır. Yani sonucunda gazetecilerin önüne ölmek ile yaşamak arasında bir alternatif konmaktadır. Bir an önce gazeteciliğin önü birileri tarafından açılmak istense ilgili kişiler bunu kendi anlayışları doğrultusunda kendine yararlı hale getirebilmek telaşı öne çıkmaktadır. Diliyorum ki bu ülkede sansürün yada otosansürün olmadığı bir kimlik ile gazetecilik yapmak bizlere de nasip olur. Çünkü mesleği yürütmek için sahada çalışanların birçoğu yoruldu birkaç mesleğin tilkisi haline gelmiş kişiler de kendine alan açmak için savrulmaktadır. Gazeteciliğin köküne dinamit koymanın çabası içinde yaşamını ayarlamaya çalışmaktadır. Bir 24 Temmuz daha gelmektedir. Birkaç tatlı söz ve gazetecileri alkışlamaktan öteye gitmeyen hatta günün önemini hatırlatan birkaç davetten öteye gitmeyen organizasyon ile geçiştirilecektir. Çünkü  günümüz de yapılan gazetecilik değil toplumu farklı algılarla avutmaktır.
Ekleme Tarihi: 14 Temmuz 2022 - Perşembe

GAZETECİLERİN 24 TEMMUZ BEKLENTİLERİ

Biz gazeteciler toplumun büyük bölümünün hasletleri arasında olan eskilerde ne olduğu gibi yorumlar yaparak mesleki hasletlerimizi ortaya koymaya çalışırız. Gerçekten ülke olarak ülke yaşamında eskiden neler olurdu neler yaşanılırdı. Bir film şeridi gibi gözlerimizin önünden bir senaryo gibi geçer gider ancak gazeteci olarak sadece eskiyi hatırlamanın ötesine geçemeyiz. Ama yine de hatıralarımız içinhde dün ile bugün arasında gelgitlerden öteye geçemeyiz. Onu bir alışkanlık içerisinde tekrarlar dururuz.

Eskiden ne oldu da bu kadar eskiye özlem duyuyorsun diyenler çıkabilir. Eskiden okur yazar sayısı sınırlı olsa bile gazete okuyucusu bu günün çok üstünde günlük gazetelerin birçoğunu belli bir saatten sonra gazete bayilerinde bulamazdınız. Hatta saatlerce haberleri takip için gazete bayilerini dolaşarak okuduğunuz bir gazeteyi aramak zorunda kalırdınız. Elbette bu kısır döngünün şartlarından buru da haber alma kanallarının teknolojinin gelişmesi ile ona ulaşmak kolaylaştı. Ancak tıpkı matbaanın ülkemize 300 yıl sonra gelmesi gibi devletimizin bazı kanalları tarafından günceli yakalamamak için engellemeler sergilenmektedir.

Gazeteci bir meslek adamı olmaktan başka anlayışlara yerini bıraktı. Adeta Osmanlı’daki gibi saray katipleri tarafından kendisine dayatılan, hatta sağından solundan terbiyelenmiş şekil de metinler gazetelerin idarehanelerine paslanmaktadır. Bazen de gazeteci kendi inisiyatifi ile bir haber kaleme alsa bu sefer de devreye bu haberi kaldır emri verilmektedir. Diyebilirsiniz bu çağda böyle bir anlayışın hakim olması neyin nesi anlamında mırıldansanız bile bu kez de birileri tarafından parmak sallama ameliyesi başlamaktadır. Yani sonucunda gazetecilerin önüne ölmek ile yaşamak arasında bir alternatif konmaktadır. Bir an önce gazeteciliğin önü birileri tarafından açılmak istense ilgili kişiler bunu kendi anlayışları doğrultusunda kendine yararlı hale getirebilmek telaşı öne çıkmaktadır.

Diliyorum ki bu ülkede sansürün yada otosansürün olmadığı bir kimlik ile gazetecilik yapmak bizlere de nasip olur. Çünkü mesleği yürütmek için sahada çalışanların birçoğu yoruldu birkaç mesleğin tilkisi haline gelmiş kişiler de kendine alan açmak için savrulmaktadır. Gazeteciliğin köküne dinamit koymanın çabası içinde yaşamını ayarlamaya çalışmaktadır. Bir 24 Temmuz daha gelmektedir. Birkaç tatlı söz ve gazetecileri alkışlamaktan öteye gitmeyen hatta günün önemini hatırlatan birkaç davetten öteye gitmeyen organizasyon ile geçiştirilecektir. Çünkü  günümüz de yapılan gazetecilik değil toplumu farklı algılarla avutmaktır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.