Mustafa ARSLAN
Köşe Yazarı
Mustafa ARSLAN
 

GELECEK İÇİN FARKLI OLMAYI DEĞİŞMEYİ DENEMELİYİZ

Geçtiğimiz günlerde Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’i makamında ziyaret ettim. Çok sıkıntılı gördüm. Bunun nedeni göreve geldiğindeki dinamik duruşunu ve azmini törpülenmiş ve yıpranmış gördüm. Üzülmedim desem yalan söylemiş topu taca atmış olurum, her şeyden önce Burdur’un önünü açacak üç önemli faktör vardır bunlardan biri yerel yöneticiler ikincisi Burdur da mülki amir olan vali üçüncüsü ise sivil toplum kurumlarıdır. Genç, dinamik ve geleceğe güvenle bakan hatta evinden fazla işine, görevine zaman ayıran ama sıkıntılarını dışarıya vurmadan kendinden fedakarlık eden bir kişiliğinin olduğunu da söylemenin abartı olmadığını da belirtmek isterim. Bir gazeteci olarak araştırmayı hatta çevreme olan ilgimi inkar edecek değilim. Geçmişin İstanbul’unu ve bu günün Eskişehir gibi illerindeki güzelliklerini seyretmek yaşadığınız bölge veya beldeyi güzelleştirmek için fikir vereceğini düşünüyorum ben geçtiğimiz günlerde bir toplantı da söyledim. Gazetecilik mesleğine başlayalı 27 yıl olmuş nerede ise bir insanın yaşam süresinin büyük bölümünü oluşturmaktadır. Atatürk’ün baş sofracısı Cemal Granda’nın anılarından aldığım bir dip notu aktarmak istiyorum. Ankara’nın bozkır olan arazilerinden olan, şimdiki bir bölümü gasp edilen Atatürk Orman Çiftliği kurulma çalışmaları sırasında Atatürk çalışmaların hangi aşamaya geldiğini görmek için arazide inceleme yaptığı sırada karşı patikadan eşeği ile giden bir köylüye Atatürk’ün köpeği Foks köylü adamın eşeğine havlayarak saldırdı. Köylü elindeki sopayı Foks’a doğru salladı. Bereket sopa ise hayvana gelmedi. Hemen köylünün yanına koştum: Sen çıldırdın mı be adam? Diye çıkıştım. Sopa fırlattığın köpek kimin biliyor musun? Köylü bana dikleşerek sordu: Ne olmuş sanki? Ben sözümü tekrarladım o köpek Gazi’nin köpeği.. Adam bu sözü duyunca sesini keserek kaçacak sanmıştım. İstifini bile bozmadı. Sonra bana beklemediğim karşılığı verdi; O Gazi’nin köpeği ise bu da benim eşeğim. Gazi bir köpek daha bulur ama ben bir eşek daha alamam dedi  Benim köylü ile tartıştığımı duyan Atatürk, ne oluyor orada diye seslendi. Yanına geldiğimde ise olayı baştan sona kadar kendisine anlattığımda Atatürk söylediklerimi dikkatle dinledi kendisinin köylüye kızacağını sanmıştım. Başını sallayarak: Köylü doğru söylemiş dedi. Gerçekten de öyle bir daha nereden eşek bulacak. Evet bu gün kendi elindeki imkanlarla ülkenin kendi sahipleri olan insanlara caka satan insanlara kapak olsun. Ama sözüm anlayana bir tespittir. Burdur insanı ileri görüşlüdür. Tarih’ten ders almasını ileriyi görme becerisine sahiptir. Bu nedenle kültürel, ekonomik, ve sosyal alanlarda dışarıya kapalılıktan bir an önce kurtulmalı. Hatta kentin güzelleşmesi ve zenginleşmesi için yeni projeleri devreye sokan yöneticilerinin önünü açmalı diyorum. İnsan denen canlı taleplerini, özlemlerini ve hobilerini bir başka yerde gerçekleştirme becerisine sahiptir. Ama kendisine faydası olmayacak bir bedel veya zaman harcayacağının da bilincine varmalı diyorum.   Burdur mutlaka mevcut imkanlarını kullanmanın yanında mutlaka yükte hafif pahada ağır ürün üretmek zorundadır. Lavanta ve ürünlerine yönelik araştırmalara ağırlık vermeli ve tıpkı Gül’de ve Halı da ve dokumacılıkta olduğu gibi sektörlerin elinden gittiğini seyretmemelidir. Gerekirse Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi ile ortak projeler gerçekleştirmelidir. Hatta balkonlardan veya bahçelerden Lavanta kokuları yayılacak küçük hobi bahçeleri oluşturmalıdır.  
Ekleme Tarihi: 24 Mart 2017 - Cuma

GELECEK İÇİN FARKLI OLMAYI DEĞİŞMEYİ DENEMELİYİZ

Geçtiğimiz günlerde Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’i makamında ziyaret ettim. Çok sıkıntılı gördüm. Bunun nedeni göreve geldiğindeki dinamik duruşunu ve azmini törpülenmiş ve yıpranmış gördüm. Üzülmedim desem yalan söylemiş topu taca atmış olurum, her şeyden önce Burdur’un önünü açacak üç önemli faktör vardır bunlardan biri yerel yöneticiler ikincisi Burdur da mülki amir olan vali üçüncüsü ise sivil toplum kurumlarıdır.

Genç, dinamik ve geleceğe güvenle bakan hatta evinden fazla işine, görevine zaman ayıran ama sıkıntılarını dışarıya vurmadan kendinden fedakarlık eden bir kişiliğinin olduğunu da söylemenin abartı olmadığını da belirtmek isterim. Bir gazeteci olarak araştırmayı hatta çevreme olan ilgimi inkar edecek değilim. Geçmişin İstanbul’unu ve bu günün Eskişehir gibi illerindeki güzelliklerini seyretmek yaşadığınız bölge veya beldeyi güzelleştirmek için fikir vereceğini düşünüyorum ben geçtiğimiz günlerde bir toplantı da söyledim. Gazetecilik mesleğine başlayalı 27 yıl olmuş nerede ise bir insanın yaşam süresinin büyük bölümünü oluşturmaktadır.

Atatürk’ün baş sofracısı Cemal Granda’nın anılarından aldığım bir dip notu aktarmak istiyorum. Ankara’nın bozkır olan arazilerinden olan, şimdiki bir bölümü gasp edilen Atatürk Orman Çiftliği kurulma çalışmaları sırasında Atatürk çalışmaların hangi aşamaya geldiğini görmek için arazide inceleme yaptığı sırada karşı patikadan eşeği ile giden bir köylüye Atatürk’ün köpeği Foks köylü adamın eşeğine havlayarak saldırdı. Köylü elindeki sopayı Foks’a doğru salladı. Bereket sopa ise hayvana gelmedi. Hemen köylünün yanına koştum:

Sen çıldırdın mı be adam? Diye çıkıştım. Sopa fırlattığın köpek kimin biliyor musun? Köylü bana dikleşerek sordu: Ne olmuş sanki? Ben sözümü tekrarladım o köpek Gazi’nin köpeği.. Adam bu sözü duyunca sesini keserek kaçacak sanmıştım. İstifini bile bozmadı. Sonra bana beklemediğim karşılığı verdi; O Gazi’nin köpeği ise bu da benim eşeğim. Gazi bir köpek daha bulur ama ben bir eşek daha alamam dedi

 Benim köylü ile tartıştığımı duyan Atatürk, ne oluyor orada diye seslendi. Yanına geldiğimde ise olayı baştan sona kadar kendisine anlattığımda Atatürk söylediklerimi dikkatle dinledi kendisinin köylüye kızacağını sanmıştım. Başını sallayarak:

Köylü doğru söylemiş dedi. Gerçekten de öyle bir daha nereden eşek bulacak. Evet bu gün kendi elindeki imkanlarla ülkenin kendi sahipleri olan insanlara caka satan insanlara kapak olsun. Ama sözüm anlayana bir tespittir. Burdur insanı ileri görüşlüdür. Tarih’ten ders almasını ileriyi görme becerisine sahiptir. Bu nedenle kültürel, ekonomik, ve sosyal alanlarda dışarıya kapalılıktan bir an önce kurtulmalı. Hatta kentin güzelleşmesi ve zenginleşmesi için yeni projeleri devreye sokan yöneticilerinin önünü açmalı diyorum. İnsan denen canlı taleplerini, özlemlerini ve hobilerini bir başka yerde gerçekleştirme becerisine sahiptir. Ama kendisine faydası olmayacak bir bedel veya zaman harcayacağının da bilincine varmalı diyorum.  

Burdur mutlaka mevcut imkanlarını kullanmanın yanında mutlaka yükte hafif pahada ağır ürün üretmek zorundadır. Lavanta ve ürünlerine yönelik araştırmalara ağırlık vermeli ve tıpkı Gül’de ve Halı da ve dokumacılıkta olduğu gibi sektörlerin elinden gittiğini seyretmemelidir. Gerekirse Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi ile ortak projeler gerçekleştirmelidir. Hatta balkonlardan veya bahçelerden Lavanta kokuları yayılacak küçük hobi bahçeleri oluşturmalıdır.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.