Canda KALEMOĞLU
Köşe Yazarı
Canda KALEMOĞLU
 

MAVİ ŞİŞE

Başlıktan hiçbir şeyin anlaşılmadığının farkındayım ama Mavi Şişe macerasını 1683 yılına götüreceğiz. Bu tarihi tarihçiler hemen hatırlayacaktır ama bilmeyenler için söyleyeyim Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın hayatına mal olan 2. Viyana kuşatmasının tarihidir. Kış şartları, yeterli savaş hazırlığı içinde olmamaları vs. derken bildiğiniz üzere 2. Viyana kuşatması da yalan oldu ve Osmanlı ordusu Viyana kapılarından ikinci kez dönmek zorunda kaldılar tabi bu dönüş Merzifonlu Kara Mustafa paşanın kellesinin padişah tarafından kesilmesiyle sonuçlandı. Türkler döndükleri zaman ağırlık yapmasın diye birçok şeyi Viyana da bıraktılar ve kuşatma sonrası savaş ganimeti adı altında bu bırakılan eşyalar savaşta yaralılık gösterenlere dağıtıldı. Bundan sonra ismini çok sık duyacağımız Kulczycki köşe yazımızda sahneye çıkıyor. J Bu Kulczycki aslında bir tüccar ve hem Osmanlı hem de Arap ülkelerinde ticaret yaptığı için birçok dili biliyor ve kuşatma sırasında tebdili kıyafet giyip Türk ordusu içinden geçip diğer Avrupalı devletlerden yardım istiyor ve kuşatmanın seyrini değiştiriyor dersek yeridir. Kısacası bu yararlılığından dolayı savaş ganimetinden ona da pay kalıyor. Birkaç çuvalın içinde bulunan şeyin ne olduğunu anlamayan Viyanalılar bunu deve yemi zannediyorlar fakat çuvalın içindeki kahve çekirdeğinden başka bir şey değildi ama Orta Avrupalılar daha önce kahve ile tanışmadıkarı için bilememişler. Bunların kahve çekirdeği olduğunu anlayan ve çuvalların içindekileri kendisine verilmesini isteyen tüccar Kulczycki’den başkası değildi. Tüccar; Osmanlı ve Arap devletlerinde ticaret yaparken tanışmış kahveyle nasıl yapıldığını da yine bu ticaretleri esnasında öğrenmiş. Kulczycki bu Osmanlı’dan kalan kahve çekirdekleri ile Viyana’nın ilk cafesini “Mavi Şişe” adıyla açıyor. Bazı kaynaklarda cafenin ismi “Mavi Şişe’nin Altında ki Ev” olarak da geçiyor ama sonuç olarak Orta Avrupa bu Mavi Şişe ile kahveyi tanımış oldular. Günümüzde bu Mavi Şişe Cafesi Viyana da hala faaliyette ve Avrupa , Amerika gibi birçok ülkede şubeleri bulunmakta. UNESCO : “Viyana kahvelerini tarih ve mekanın tüketildiği ama sadece kahvenin fatura edildiği yerdir.” Diyerek Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne eklemiştir. Bu şekilde “Kahvenin Anavatanıyız” diye geçinen Avrupalıların aslında kahveyi tanımayıp deve yemi zannettikleri günleri hatırlatmak lazım.  
Ekleme Tarihi: 13 Nisan 2022 - Çarşamba

MAVİ ŞİŞE

Başlıktan hiçbir şeyin anlaşılmadığının farkındayım ama Mavi Şişe macerasını 1683 yılına götüreceğiz. Bu tarihi tarihçiler hemen hatırlayacaktır ama bilmeyenler için söyleyeyim Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın hayatına mal olan 2. Viyana kuşatmasının tarihidir.

Kış şartları, yeterli savaş hazırlığı içinde olmamaları vs. derken bildiğiniz üzere 2. Viyana kuşatması da yalan oldu ve Osmanlı ordusu Viyana kapılarından ikinci kez dönmek zorunda kaldılar tabi bu dönüş Merzifonlu Kara Mustafa paşanın kellesinin padişah tarafından kesilmesiyle sonuçlandı.

Türkler döndükleri zaman ağırlık yapmasın diye birçok şeyi Viyana da bıraktılar ve kuşatma sonrası savaş ganimeti adı altında bu bırakılan eşyalar savaşta yaralılık gösterenlere dağıtıldı. Bundan sonra ismini çok sık duyacağımız Kulczycki köşe yazımızda sahneye çıkıyor. J Bu Kulczycki aslında bir tüccar ve hem Osmanlı hem de Arap ülkelerinde ticaret yaptığı için birçok dili biliyor ve kuşatma sırasında tebdili kıyafet giyip Türk ordusu içinden geçip diğer Avrupalı devletlerden yardım istiyor ve kuşatmanın seyrini değiştiriyor dersek yeridir. Kısacası bu yararlılığından dolayı savaş ganimetinden ona da pay kalıyor. Birkaç çuvalın içinde bulunan şeyin ne olduğunu anlamayan Viyanalılar bunu deve yemi zannediyorlar fakat çuvalın içindeki kahve çekirdeğinden başka bir şey değildi ama Orta Avrupalılar daha önce kahve ile tanışmadıkarı için bilememişler. Bunların kahve çekirdeği olduğunu anlayan ve çuvalların içindekileri kendisine verilmesini isteyen tüccar Kulczycki’den başkası değildi.

Tüccar; Osmanlı ve Arap devletlerinde ticaret yaparken tanışmış kahveyle nasıl yapıldığını da yine bu ticaretleri esnasında öğrenmiş. Kulczycki bu Osmanlı’dan kalan kahve çekirdekleri ile Viyana’nın ilk cafesini “Mavi Şişe” adıyla açıyor. Bazı kaynaklarda cafenin ismi “Mavi Şişe’nin Altında ki Ev” olarak da geçiyor ama sonuç olarak Orta Avrupa bu Mavi Şişe ile kahveyi tanımış oldular.

Günümüzde bu Mavi Şişe Cafesi Viyana da hala faaliyette ve Avrupa , Amerika gibi birçok ülkede şubeleri bulunmakta. UNESCO : “Viyana kahvelerini tarih ve mekanın tüketildiği ama sadece kahvenin fatura edildiği yerdir.” Diyerek Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne eklemiştir. Bu şekilde “Kahvenin Anavatanıyız” diye geçinen Avrupalıların aslında kahveyi tanımayıp deve yemi zannettikleri günleri hatırlatmak lazım.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.