Bir süredir yazmıyordum. Yazmak istemiyordum. Zira sözün bittiği yere gelindiğini düşünmeye başlamıştım…
Bu düşünceye ve bu ‘haleti ruhiye’ye gelişim, boş veya kuruntu değildir…
* * *
Sözde Müslümanız; ama hayatımıza ve sokağa baktığımızda İslam hayatıyla hiçbir alaka yok…
Biz sözde Müslümanız ama, bizim kitabımız, tarih ve medeniyetimiz yokmuş gibi; hayatımızın her alanını, ekonomiden, sistemlerimize, politikalara, varlık ve beka stratejilerine, moralitemize kadar tanzim edenler başkaları…
* * *
Neyin, ne kadar, ne amaçla, neyin karşılığında, özelleşme şeklinde ve kimlere satıldığı, bilinebilecek bir muamma olmadığı, bin bir soru işaretleri taşıdığı, yine ortada öylece duruyor…
* * *
Umutlar kaf dağının ardında… Umutsuz, çaresiz, moralsiz hallerimiz ise, olmayan düşünce hayatımızı kaplamış durumda…
Günlük yaşamdan bir iki örnek bile bunları, fazlasıyla teyit eder durumda;
Hırdavatçıdan; banyoya ayna takımı aldım. Usta çağırdım. İki parça diş fırçalıklardan biri arızalı ve ayna önündeki rafı tutturacak aparatlar yok. Eksikleri belirtip, almak için gittiğim dükkanda yarım saat bekletildim…
* * *
İki yıl öncesinden;
Evimin önündeki boş alanda bulunan ağaçların arasından geçen elektrik telleri, her fırtınada, yağışta ağaçlara ve teller birbirine çarparak, elektronik ev aletlerimi bozdu. Buzdolabımı değiştirdim. İki yıldır, muhtar ve yetkililer gelip, keşfettiler. Halen çözüm yok…
* * *
Resmi dilekçe vermek için gittiğim ve TEDAŞ olarak bildiğim, görünürde hiçbir levhası olmayan binaya vardığımda; dilekçemi, başka bir yerdeki binada değerlendireceklerini söylediler.
Yine levhaları görünür olmayan sapa bir yerdeki kuruma gittim. İlgili binayı bulmakta zorluk çektim ve sora sora buldum. Tadilat için, birçok usta çalışmakta, ilgili masayı zar zor bularak, evrakımı teslim ettim.
Netice; haydi hayırlısı…
Bu elektrik kurumunun TEDAŞ ken, sokağıma, sokak lambası için bir direk diktirmem iki üç yıl sürmüştü… O da kahren dikildiği için, yanlış yere dikilmiş ve halen sokağım karanlıktan kurtulamamış durumda…
Özel İdare’nin Vali başkanlığındaki toplantısında, bu durumu anlattığımda, o günün kurum müdürü; “Öyle bir sokak olmadığı için yapamadık” derken, Belediye başkanı da oradaydı ve yalanı yüzüne çarptı…
Utanmazlık diz boyu…
Ve sorun hala ortada, çözüm bekliyor…
Çürümüşlük mü dersiniz?..