Türkler, Anadolu merkezli coğrafyada yaşamaya başlayalı, yaklaşık bin yıl oldu. Orta Asya coğrafyasından Batı’ya doğru gelişen göç hareketleri de yaklaşık bin yıl sürdü. Şaman kültürü ile başlayan İki bin yıllık Türk tarihi serüveni, İslam’la müşerref olarak, “Kızıl Elma”yı “İla-yı Kelimetullah”la kemale erdirip, İtalya kapılarına kadar sürdü.
Ancak, Batı ve Beynelmilel Yahudilik, işbirliği içinde bize karşı stratejik planlar geliştirdi. Filistin’de süren İsrail zulmünün nihai hedefi de şüphesiz ki; Türkiye’dir!..
Her şey, Osmanlı son dönemlerinde başladı. İyi yetişmiş ve fakat, stratejik şuur verilememiş Osmanlı aydınlarının "Masonlaştırılması" ve Yahudi bankerler tarafından desteklenmesi boşa değildi… Yaklaşık 150-200 yıllık bu süreçte; yenilgilerin ve kayıpların ardı arkası kesilmedi...
Yenilgilerimizin devamının sağlanmasını sağlamayı hedefleyen Masonluk, (Locaları kapattıran kısa bir Atatürk dönemi hariç) sessizce gelişti...
Her dönemin günlük ve taktiksel gündemleri içinde Masonluğun-Siyonizm’in gelişimine ve stratejik kazanımlarına dikkat etmedik…
Masonluğun gizli elleriyle; borç almaya ve emir almaya alıştırıldık… Mason Celal Bayar’ın fonksiyonunu fark edemeyen Menderes ve ekibi, Marshal yardımını kabul ederek, üretimden vazgeçmenin kapısını araladı...
İnönü döneminde hazırlanan "1949 Fulbrayt anlaşması" ile eğitimimizi ABD'ye teslim ederek; "Kendimizi inkar"a ve "Ben Merkezci" bir yola sokulduk… Ve haramı helal, helali haram sayan "Magazinel toplum" haline dönüştük…
Beynelmilel emperyalizmin aradığı toplumsal yapı da zaten bu idi… Ve işte "Beka" meselesi de burada doğdu...
SORUN, BÜYÜK FOTOĞRAFI GÖREMEMEK VE STRATEJİK DÜŞÜNEMEMEKTİR.
Büyük Ortadoğu Projeleri (BOP) olaylar zinciri; adı "Şark meselesi" ve "Kürdistan" taktikli "Büyük İsrail" olan, Türkiye odaklı büyük stratejik fotoğrafın parçalarıdır.
Ancak, ne yazık ki; II. Abdülhamit'ten bu yana bizim, büyük fotoğrafa bakma ve stratejik düşünme kabiliyetimiz, Batı’nın “Şark Meselesi” ve Siyonizm’in “Arz-ı Mev’ud”u işbirliği ile yok oldu/yok edildi...
Onun yerine; başımıza bir felaket geldiğinde ve ‘Beynelmilel Emperyalizm’in sivri uçları battığında, "Kabarma", “Slogan”, "Hamaset" ve “Başkalarını suçlama” söylemlerimiz gelişti/geliştirildi... Toplumsal tepkiler oluştuğunda sadece gaz alma, serbest bırakıldı…
Türkiye'nin, tüm stratejilerin odak noktası olduğunu, artık görmeli ve stratejik düşünerek, gereğini süratle yapmaya başlamalıyız!..