Bazen bir hikaye başlamadan biter. Söylenmemiş sözler, dokunulmamış eller, yaşanmamış anılar arasında kaybolur insan. Ben de işte böyle bir hikayenin içinde buldum kendimi; sana anlattıkça, bir o kadar sessizleşen bir hikaye. Her şeye seninle başlamak istedim. Hayata, yeniden doğmuş gibi, taze bir nefes gibi seninle adım atmak istedim. Ama olmadı. Şimdi, sensiz bir dünyada nefes almanın ne kadar zor olduğunu öğreniyorum. Sanki içimde bir boşluk, eksilen bir parça var. Kendimi sana anlatıyorum ama senin haberin bile yok. Belki de dinlemedin hiç. Belki de, o gün gözlerime bakıp beni gerçekten duyabilseydin, hiçbir şey bu kadar eksik kalmazdı.
Bir çocuk gibi seninle yürüdüm hayatta. O çocuğun annesinin elini sımsıkı tutuşu gibi; güvenle ama bir yandan da korkarak, tedirgin adımlarla. Ne kadar çok konuştuk, değil mi? Hayatlarımızı, hayallerimizi, her şeyi yeniden yazdık sanki. Romanın beyaz sayfalarına dökülmüş gibiydi her şey. Ve sen beni o romanın içine çekip masalın gerçek olabileceğine inandırdın. Ama her masalın bir sonu var mı gerçekten? Yoksa biz mi beceremedik başladığımız gibi devam etmeyi? Ellerim senin yokluğunda bu kadar soğukken, yastığımın diğer yarısı neden bu kadar boş? Gözyaşlarımın ıslattığı tarafı hariç…
Birlikte paylaştığımız o kocaman dünya, yediğimiz kekin yemediğimiz yarısı gibi yarım kaldı. Belki hala yaşanacak şeyler var. Belki de yazılmamış, hiç dillendirilmeyen hikayeler… İçimde büyüttüğüm o söylenmemiş kelimeler… O kadar çok sevdim ki seni, gözlerine bakıp söyleyemedim. Her seferinde o anın büyüsü kaçacak diye korktum. Sen de aynı duygularla bakarken belki içinden söyledin, ama bir türlü dışa vurmadık.
Peki neden bir masalın devamını getiremedik biz? Henüz yazılmamıştı son söz. Oysa sen, hiç okumayacağın bir hikayenin başrolündeydin. Ve ben, her satırını sana yazdım bu hikayenin, içimde sessizce, hiç okumayacağını bile bile…
Belki bir gece sen uyurken, uzaklarda olduğun bir anda, fısıldarım içimdekileri. Anlatırım sana yazılmamış hikayeleri. O vakit belki, sen de içindeki gerçekleri duyarsın. Ama şimdi… Söylenmemiş kelimelerimle, kalbimde sakladığım hikayelerle buradayım. Belki hiçbir zaman okumayacağın, belki de okusan bile içindeki senin kim olduğunu asla bilmeyeceğin satırlar yazdım sana.
Ve işte bu yazı, bu yazı sana, sevgili.